Beklemeden bölüme geçin canlarım.
Keyifli okumalar! 🎈
🍁
Bir an darmadağın olan düşüncelerine dayanamayıp ellerine indirdiği bakışlarını kaldırdı. Saliseler içinde tam karşı sandalyeye, arslanın biraz önce kalktığı sandalyeye oturmuş genç adamla göz göze geldi.
Yüreği tekledi.
Gözleri çivi misali bataklık yeşillere çakıldı. Sağına dönemedi. Soluna bakamadı. Öylece baktı. Sadece baktı. Ne ara sandalyeye oturmuştu genç adam? Daha biraz önce kitaplarına bakmıyor muydu? Peki ya müjde ve arslan? Onlar neredeydi? En son sohbet edip birbirlerine karşılıklı soru sormuyorlar mıydı? Allah aşkına ne ara gitmişlerdi?
Yutkundu genç kız.
Tükürüğü zar zor kurmuş boğazından geçerek geçtiği yerleri ıslattı. Zorlandı, o saniye nefes almakta da zorlandı çünkü adamla göz göze geldiğinden beri kalbi bir saniye bile durmadan atıyordu. Öyleki genç kız göğüs kafesini delip geçecek diye bir an için korktu.
"Adın ne?"
İrkildi. Genç adam bu irkilmeyle beraber genç kızın kendinden ok misali hızla kaçan gözlerini yakaladı. Kızı ürküttüğünü anladığında oturduğu yerde öne doğru eğilerek dirseklerini diz kapaklarına yaslayıp ellerini birleştirdi. Rahat bir tavır takınıp genç kızın da rahat olmasını amaçlarken kulaklarına kısık bir ses ulaştı .
"Hira."
'Hira' diye içinden tekrarladı adam. Zihninde yankılanan isim hoşuna gider gibi oldu. 'Tam da ona göre' diye düşünmekten alamadı kendini. Gözleri kısıldı genç adamın. Geçen her saniye biraz daha kızaran genç kızdan gözlerini bir an bile çekmeyen adam, "Adımı biliyor musun?" Diye sordu.
Genç kızı tekrar ürkütmek sakınan sesi olabildiğince kısık ve yatıştırıcı çıkıyordu. An itibari ile genç adamın edindiği bir diğer amaç ise genç kızın kendisiyle konuşmasını sağlamaktı. sanırım bu yüzden normalde hiçte yumuşak çıkmayan sesini yumuşatmak için zorluyordu.
Bu, genç adamın genç kıza verdiği ilk tavizdi.
Hira başını iki yana salladı. Genç adamın ismini bilmediğini o kadar tatlı bir şekilde ifade etti ki genç adam buna gülümser gibi oldu.
"Alper yiğit." Dedi.
Hira, ikinci ismin soyadı olduğunu düşündü ki genç adam tekrar konuştu.
"Alper yiğit soylu."
Bir şey diyemedi. Genç kız söylemediğinden genç adam konuştu.
"Memnun olmadın mı?"
Genç kız anlayamadı. Adamdan itinayla kaçırdığı gözleri boşluğuna geldiğinden dolayı çok kısa bir süre için ona kaydı. Üzerine çivilenmiş bataklık gözlerle göz göze geldi.
"N-ne?" Diye kekeleyerek sorduğunda kıpkırmızı kesildi. Kekelemek? Neyi vardı?
Genç adam, genç kızın tutukluluğuna dayanamayıp güldü. Bu gülüş genç kızı daha da utandırdı.
"Tanışanlar genelde memnun oldum der ya, sen memnun olmadın mı?"
Genç kız, yutkunarak gözlerini kaçırdı.
"Hayır, yani evet ama hayır. Y-yani..."
Sustu. Ne diyeceğini bilemeyen sesi saçma sapan konuştuğunu düşündüğünden son anda telaşa bulandı. Gözleri adam hariç her ayrıntıyı yakalıyorken kulaklarına kısık bir gülüş sesi doldu. Adamın onun haline güldüğünü düşündüğünden utanarak başını eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oluru Var mı?
Teen FictionHira arkasından müjdenin şaşkın serzenişini duydu. "Gördüğünü keşke bize de söylesen!" Bu sırada terminale doğru ilerleyen alper yiğit tanıdık sesi duyunca önce adımları durdu sonra şaşkınca arkasına baktı. İşte o an ona deli gibi koşan hirayı gördü...