16.BÖLÜM:"Affetmem"

1.8K 205 46
                                    

Vee yine ben!

Bir şey fark ettim bir önceki bölümü attığımda. Ben telaştan sizin bayramınızı kutlamamışım!

O yüzden hem bayramınızı kutluyor hem de yeni bölümü iki gün bile olmadan bugün yine atıyorum. 😊

Keyifli okumalar!

🌸🌺


Alper yiğitin esir edildiği günlerden kısa bir kesit...

Adı, vahşetti,

Adı zalimlikti,

Adı merhametsizlik, adı vicdansızlıktı!

Bir insan başka bir insana hiç böylesine bir kötülük yapar mı?

Biri, birileri maalesefki yapmıştı bu kötülüğü.

Genç adamın günlerdir yediği dayaklar, bedenine edilen işgenceler artık kendisini hissedemez hale getirmişti. Şimdi loş, kirli bir mağara duvarının dibinde elleri ve ayakları yere çivilenmiş demir kazıklara bağlı bir şekilde öylece uzanıyordu. Nefesi varla yok arası, şüphesiz gören, yüzünde ve kıyafetlerinde bulunan kanlardan dolayı öldüğünü düşünür. Tozdan kirden görünmeyen asker kamuflajı içler acısı bir haldeydi. İç ürpertici bir şekilde ölmüşte ölmemiş gibiydi.

"Yaşıyor mu hâlâ?"

İki çift göz baygın bedeni izliyordu.

"Yaşıyor yaşıyor da fazla dayanmaz artık."

Öfkeli bir nefes aldı ilk konuşan.

"Hiç mi bir şey söylemedi?"

Diğeri göstermemeye çalıştığı bir hayranlıkla, "Hayır. Bol bol küfür etmekten başka bir şey söylemedi. "Dediğinde ilk konuşan kin dolu bir şekilde alper yiğitin kir pas içindeki bedenine doğru tükürdü.

"İyi."

Arkasını döndü ilk konuşan.

"Yaşamadığından emin olun."

Sonra arkasında diğerini bırakarak mağarayı öfkeli adımlarla terk etti.

Mağarada kalan adam alper yiğitin hareketsiz bedenine yaklaştı. Gözleri yüzü morluklardan ve kandan görünmeyen askeri uzun uzun inceledi.

Daha önce çok işgence etmişti doğrusu. Her seferinde 'demir'im' diyerek konuşmayan adamları erite erite konuşturmayı bilen işinin ehli biriydi. Ellerinde saymayı uzun zaman önce bıraktığı insanların kanı vardı. Asker vurduğu, asker öldürdüğü çoktu. Esasında asker dilini çözmüşlüğü de vardı ama daha önce hiç alper yiğit gibi birini görmemişti.

Askerin o ağzından işgencelerinden dolayı çok bağırış çok küfür duymuştu ama devletin sırrını verecek tek bir kelime bile duymamıştı.

Koskoca bir ay nasıl devlete dair bir şey söylemeden öylece işgencelere razı gelirdi ki?

Anlamıştı.

Bu asker yakalandığı an kendini ölmüş bilmişti.

"Bir daha senin gibisini görür müyüm bilmem ama yazık oldu. İnsan karısı çocuğu, olmadı ailesi için tek bir şey söylemez mi ya?"

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin