4.BÖLÜM: "Bataklık Gözlü"

2.8K 154 19
                                    

Medya: Hira'nın elbisesi, tabi siz bunu yeşil olarak düşüneceksiniz. ;)

Hadi yine iyisiniz, bir gün aranın ardından yeni bir bölüm atıyorum. ;)

Umarım beğenirseniz, bal böceklerim. ♡ Beğenmediyseniz de yorumlara yazın lütfen, olur mu?

Hadi o zaman, sizi bölüme şutluyorum.🌺

Keyifli okumalar!

🍁

Güzel bir hayat için yapmamız gerekenler neydi?

Bir kuralı, bir şartı var mıydı?

Varsa eğer kim söylerdi?

Bilenler bencil değilse söylerdi, peki ama ya bencilse...

Bilmeyenlerdendi hira. Günün ilk ışıklarıyla içindeki telaşla ordan oraya savrulan bedeni, bazen ne yapacağını bilemeyerek olduğu yerde duraksayışları ve bu duraksayışları gören ıraz hanımın azarlayışlarıyla geçen acımasız saatler.

Genç kız, son anda farkettiği eksiklikler yüzünden korkuyla mutfaktan çıkıp akabinde evden çıktığında arkasında onunla alay ederek gülüşen arkadaşını ve kardeşi elifi farkedememişti.

Üst taraftaki çay bardaklarını kıkırdayarak çıkaran elif, "İlk defa böyle oluyor, müjde abla. Nedenini biliyor musun?" Diye sordu müjdeye.

Müjde, tatlı tatlı omuz silkti. Tezgahı elindeki bezle iyice ovalayarak temizlerken ona gülümseyerek bakan kıza göz kırptı.

"Bilmiyorum ama yakında çıkar kokusu. Boşluk bulduğumda sorarım, tabi sen de sor. Hangimiz önce öğrenirse diğerine haber verelim." Dedi.

Elif kıkırdayarak başını salladı. Zaten pembe olan dudaklarını içindeki kıpırtıyla ıslatırken pembelik daha güzel bir renk aldı. Yeni olduğu her halinden belli olan çay bardaklarını müjdenin bir kısmını temizlediği tezgaha bırakırken çıktığı sandalyeden indi. Sandalyeyi habersizce dün akşam babasının oturduğu yere bırakırken, İşi bitip bezleri muslukta yıkayan müjdenin yanına yanaştı.

"Abla," dedi gözleri mutfağın açık kapısını kaçamak bakışlarla incelerken. Birinin gelmesinden korkuyordu elif. Bu ya annesi ıraz hanım ya da ikizi esmaydı. Normalde odasından pek çıkmayan ikizinin yardım etmek için bugün mabedinden çıktığını bildiği için dikkatli davranıyordu.

Müjde sessizce konuşan kıza baktı. Elindeki bezi çitilerken, tek kaşı merakla kalktı.

"Ne?" Diye sordu.

Elif kapıya son kez bakarak müjdeye döndü.

"Acaba," dedi merakın buram buram koktuğu sesiyle.

"Gelen adam yakışıklı mıdır? Sen hiç gördün mü onu?"

Müjde, güldü. "Bilmem, belki de." Dedi.
"Daha önce görmedim. Sadece adamın ailesiyle ailelerimiz tanışıyor. Henüz kimse çocuğu görmedi."

Elifin dudakları büzüldü.

"İyide aynı köydeniz. Nasıl görmediniz birbirinizi?"

Müjde temizlediği bezi sıktı. Suyu bitene kadar öylece beklerken elife baktı.

"Göremeyiz çünkü çocuk burda doğmadı, elif. Ayrıca bizden büyükmüş. Yani o doğarken biz daha ana rahmine bile düşmedik."

İşte bu sözlerle elif başını salladı. Sonra bir şey kafasına takıldı.

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin