10.BÖLÜM:"İsteme"

2.6K 172 33
                                    

🍁

Yeni bir bütünlük için şimdi, tekrar ve yeni yeniden bir hayat kurmak için büyük bir adım atılıyordu. Bu birlikteliğe atılan adım, işin sonunda iki bedenin bir evde yaşayacağı hayat olacaktı.

Herkes evlenir.

Herkes yuva diye tabir ettikleri bir çatının altında yaşamayı hayal eder ama asıl olan yaşamak değil yaşatabilmekti. İnsan partnerini mutlu ederse mutlu, severse sevilir ve değer verirse değer görürdü. İşte o çatının altında kırk yılı devirebilmenin en etkili ama başarabilmenin zor olduğu formül buydu.

Sevgi ve saygı.

Ebediyet için partnerinizle beraber kolları sıvıyorsanız ilk işiniz sevmek evvela saygı göstermekti. Tüm bunlar için atacağınız ilk adım ise size uygun olduğunu düşündüğünüz bir eş seçmekti.

Hira türlü türlü düşünceler içinde yüzüyorken çıkagelmişti alper yiğit. Amansız endişelerin sardığı yüreğine rağmen bir cesaret daha önce hiç görmediği ama aynı köyden olduğu söylenildiği adama evet demiş ve taa ankaradan bingöle gelmesine onay vermişti.

Mesafe uzundu tıpkı alper yiğitle hiranın kalpleri arasındaki uzunluk gibi.

Fakat hiç beklenmedik bir şey olmuştu her iki genç içinde. Biri daha önce hiç görmediği gelmediği köyüne münasip bir iş için yola koyulurken sıkıntılı, diğeri onun gelmesini korkuyla bekleyen kalbi endişeli bir kız.

Onların kafasından hiç olumlu şeyler geçmemişti. Hiç sevebilme ihtimallerini düşünmemişti. Hiç ilk görüşte aralarında bir bağ oluşabileceği düşüncesi zihinlerini kurcalamamıştı. Kurcalamamıştı çünkü o an kafalarından türlü türlü şeyler geçiyordu.

Hesaba evlenmeyi bile katmamışlardı ki.

Ama oluyordu. Ama iki gençte azar azar birbirlerini sevmeye başlamıştı ve bunu itiraf ettikten yirmi dört saat sonra nişanlanıyorlardı.

Evet, bugün alper yiğitin ve hiranın nişanı vardı.

Tam şuan ise hira yüreği kanatlanacakmış gibi çarparken çalan kapının babası tarafından açılmasını bekliyordu. Sadece o değil, evi tıklım tıklım dolduran tüm davetliler gelen misafirleri karşılamak için kapı önüne doluşmuştu. En önde metin bey, hemen yanında ıraz hanım sonra birkaç büyükten sonra hira geliyordu. Heyecandan ölecekmiş gibi hisseden hira...

Yeşil gözleri bir çift bataklık yeşilini görmek için heyecanla irileşmişken, beyaz elleri daha önce olmadığı kadar terliyordu. Su içinde kalmıştı hira. Boynuna değin biriken terler boynunu parlatsada hira çok ama çok heyecanlıydı.

Tam şimdi bayılmamak için üstün bir çaba sarfederken yanına dizilmiş elif, müjde ve esma kendi aralarında en az hira kadar heyecanlıyken konuşuyorlardı.

Nihayet metin bey, büyük bir soğuk kanlılıkla çalan kapıyı açtı.

Tüm nefesler hızlandı ama hira nefesini tuttu.

Sonra görüldü kapılarına dayanmış onca insan. En önde ömer bey, yanında ondan biraz büyük gösteren bir adam, arkalarında başka bir adam, alper yiğitin annesi nazlı hanım ve daha bir sürü tanımadığı insanlar...

Hiranın gözleri kendi ailesi gibi heyecanlı ailede gezinirken bakışları bir çift bataklık yeşilini aradı ama kapılarının önündeki bedenler onu görmesine engel oldu. Çok istese de göremedi.

"Hoşgeldiniz."

Metin beyin misafir perver sesi duyuldu.

Akabinde ömer beyden ve daha birkaç insandan, "Hoşbulduk!" Nidaları duyuldu.

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin