Herkese merhabaa. Çok uzun bir aradan sonra yine hortladım. Umarım tepeyi terk etmemişsinizdir. Çünkü düşüncelerinize her zamankinden daha çok ihtiyacım var. Yakın bir dönemde final yapmayı planlıyorum. Sizce nasıl bir final olmalı? Fikir belirtin lütfen. Ve son olarak şarkının bölümle alakası yok. Keyifli okumalar ;D
ZENGİN KIZ FAKİR OĞLAN 19
GÖRKEM
Buğlem'in hızla sınıftan çıkmasıyla tekrar yapmayı planladığım özür konuşmam içimde kaldı. Bu kadar tepki vermesi canımı sıksa da bu şekilde davranmakta sonuna kadar haklıydı. Yaptığım şeyin ne kadar kötü olduğunun farkındaydım. Ona sormadan onu öpmüştüm. Üstelik bu öpücük ona karşı bir şeyler hissettiğim için değil kendi çıkarım içindi. İlk öpücüğünü çalmış bile olabilirdim. Bunu düşününce utancım iki kat arttı.
Hangisi daha kötüydü karar veremiyordum. Onu kullanmıştım. Onu, Aslı'nın benden umudunu kesmesi için kullanmıştım. İşe yaramıştı, evet. Ama yaptığım şeyin ağırlığı her geçen gün üzerime kara bir bulut gibi çöküyordu. Ben asla bir insanı kendi çıkarı için kullanacak birisi değildim. Ama yapmıştım işte.
Hayal kırıklığı ile ayağa kalktım. Buğlem'den özür dilemem kolay olmayacaktı. Kolay olsa bile asla kabul etmeyecekti. Bugün ki davranışı bunu tescillemişti. Sıkıntıyla nefes verip sınıf kapısına ilerledim. İşim hiç kolay değildi.
'' Görkem!''
Duraksayıp arkamı döndüm. Yiğit ve Buse çantalarını alıp hızla yanıma geldiler.
'' törenden sonra bir yerlere gidelim diyoruz ne dersin?'' dedi Buse.
'' karne kutlaması falan babında'' dedi Yiğitte.
'' Aslında ben antrenmana gidecektim. Bunu başka zaman yapsak?''
'' Hadi ama oyunbozanlık yapma. Bugün antrenmanın yok''
'' Buse, gerçekten antrenmana gitmem gerek. Önümüzdeki hafta oynayacağımız maçı Fenerbahçeli alt yapı sorumluları da izleyecek. Bu benim için büyük bir fırsat'' duraksayıp onlara baktım. Gelmeyecek olmama bozulmuşlardı. Muhtemelen bahane ürettiğimi düşünüyorlardı. Ama bahane üretmiyordum. Yani tam olarak bahane değildi. En azından bir kısmı doğruydu.
'' neler oluyor Görkem?'' Yiğit'in sorusuyla ona döndüm.
'' hiçbir şey. Dedim ya izlemeye gelecekler benim çalış...''
'' onu söylemiyorum. Genel olarak soruyorum. Neler oluyor?'' diye bastırarak sordu Yiğit. Elbette anlamışlardı bir terslik olduğunu. Kim anlamazdı ki?
'' hiçbir şey dedim ya Yiğit'' inanamayarak başını salladı.
'' ne zamandan beri birbirimize yalan söyler olduk? Emre ile eskisi kadar yakın değilsiniz. Yani evet uzaktan bakan birisi aranızın çok iyi olduğunu söyleyebilir. Ama değil. Biliyoruz. Aslı, sen dâhil hepimizi görmezden geliyor ve sen de günlerdir acı çekiyormuşsun gibi ortalıkta dolanıyorsun. Şimdi de gelmiş bana hiçbir şey olmadığını mı söylüyorsun?'' sözlerini bitirdikten sonra gülümsedi. Ama bu sinirle yapılan bir hareketti.
Söylediklerinde haklıydı. Emre ile aramız eskisi kadar iyi değildi. Elbette konuşuyor görüşüyorduk. Ama eskiden olduğumuz gibi kardeşmiş gibi değildik. Emre bana normal davranıyordu. Ama ben davranamıyordum. Çünkü vicdan azabı çekiyordum. Buğlem ile aramızda geçen şeylerden haberi olmadığına emindim. Çünkü eğer haberi olsaydı karşıma dikilip bana hesap sorardı. Emre Buğlem'e çok fazla değer veriyordu. Belki ona karşı bir şeyler hissediyor bile olabilirdi. Bu düşünce beynime bir şimşek gibi çaktı. Ya Emre ona karşı bir şeyler hissediyorsa? İçimde kocaman bir sıkıntı peyda oldu. Her şeyi mahvetmiş olabilirdim. Kardeşim dediğim insanı kaybedebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENGİN KIZ FAKİR OĞLAN
Teen FictionZengin bir aileden gelen Buğlem, yaşadığı hayattan ve etrafındaki yapmacık insanlardan fazlasıyla sıkılmıştır. Bir gün babasına artık koleje değil de devlet lisesine gitmek istediğini söyler. İlk başta Şeref bey, bu konuyu fazla önemsemese de sonrad...