Emre - Bölüm 15

923 24 26
                                    

HERKESE İYİ BAYRAMLAR... İŞTE YENİ BÖLÜM. KEYİFLE OKUYUN. VE YORUM YAPIN :))))

'' ah biraz yavaş ''

'' tamam '' deyip elimdeki buz torbasını biraz daha bastırdım.

'' ah. Buğlem! Yumruğun bu kadar acıtmadı '' diye bir kez daha sızlandı Emre.

'' hak ettin ama ''

'' birazcık '' buz torbasını biraz daha bastırdım.

'' ah tamam, çok hak ettim '' deyip elimden buz torbasını aldı. Bende başında dikilmeyi bırakıp yatağıma oturdum. Yaklaşık olarak bir saat önce bizim eve birlikte gelmiştik. Her ne kadar Emre'yi bize getirmeyi değil de bir hastaneye götürmeyi istemiş olsam da o ısrarla ve yalvarmalarla kendini bizim eve atmayı başarmıştı. Aslında bu durumdan her ne kadar şikayetçi gibi dursam da burada olması beni mutlu etmişti.

Söylediklerimi dinlemeyip peşimden gelmesi -üstelik Aslı'yı kaybetmeyi göze alarak gelmesi- içimde tarifsiz bir mutluluk yaratmıştı. Evet, her ne kadar bunu tercih etmesem de yakın arkadaşlarını kaybetme riskini göze almıştı. Hem de daha birkaç aydır tanıdığı benim için.

'' ben acıktım desem ayıp etmiş olur muyum?''

Söylediği şeyle başımı kaldırıp Emre'ye baktım. Elindeki buz torbasını gözüne bastırmış dudaklarını büzmüş masum masum bana bakıyordu.

'' suratında ki aptal ifadeyi sil Emre. Bir şeyler istemen için kedi gibi bakmana gerek yok '' deyip ayağa kalktım. '' özel olarak istediğin bir şey var?''

'' hm bir düşüneyim... '' boşta olan elinin işret parmağını şakağına koyup sağlam gözüyle tavana düşünüyormuş gibi baktı. Bir süre o şekilde kalınca karar veremediğini ya da en kötüsü söylemekten çekindiğini düşüğündüm.

'' sanırım yok. Ben kafama göre bir şeyler ayarlayım '' deyip kapıya doğru ilerledim. Tam kapıyı açıp çıkıyordum ki arkadan Emre'nin destansı listesini duydum.

'' buldum. Üç sandviç içlerinde yeşil biber olmasın. Bir karışık tost ve lütfen mümkünse çıtır çıtır olsun. Taze sıkılmış portakal suyu. Bir açık çay şekersiz. Ve de son olarak güler yüzlü bir Buğlem. '' son söylediği şeyle ona döndüm.

'' ben zaten güler yüzlüyüm. ''

'' şu an değilsin. Resmen karşımda somurtkan şirinle konuşuyormuşum gibi hissediyorum. Birazdan Emrelerden nefret ederim demenden korkuyorum ''

Gülümsedim. '' aslında şımarık Emrelerden daha çok nefret ederim '' deyip odadan çıktım.

On dakika sonra istediği şeyleri hazırlarmış yanında ekstra buz torbasını da alarak odama çıkıyordum. Odamın kapısına geldiğimde içeriden gitar sesleri duydum. Daha doğrusu gitarın isyanını duydum desem daha doğru olurdu. Zira içeride gitarıma büyük bir işkence olduğun seslerden belliydi.

Tepsiyi tek elimle tutup kapıyı açtım. Emre beni görünce gitarı aldığı yere bırakıp yanıma geldi ve elimdeki dolu tepsiyi alıp çalışma masama oturdu. Ve yemeye başladı. Evimde ve odamda bu kadar rahat davranması beni hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyordu. Bu onun beni benimsediğini gösteriyordu. Aylar önce tanıştığı biri değil de yıllardır tanıdığıymışım gibi davranması beni çok mutlu ediyordu.

'' neden gülerek beni izliyorsun Buğlem? Aç olduğum çok mu belli oluyor?''

Emre'nin sözleriyle ne yaptığımın farkına vardım. Ama ifademi değiştirmeden yatağımın yanındaki pufa kendimi atıp cevap verdim.

ZENGİN KIZ FAKİR OĞLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin