MEDYA: GÖRKEM
BÖLÜM 2
Bir süre yerde kalıp kendimi toparlamaya çalıştım. Yaşadığım şoku atlatmam gerekiyordu. Yeni okulumda ilk güne böyle başlamayı hiç istemezdim ama gelin görün ki başlamıştım. Üzerimdeki şoku atıp tam kalkmak için yerden destek alıyordum ki birden başımın üzerinde bir kalabalık belirdi. Ve hepsi aynı anda elini uzatıp kalkmam için yardım teklif etti. Ben başımda oluşan kalabalığa şaşkınlık ile bakarken birden bir ses duyuldu.
'' çocuklar yerlerinize. Hepiniz!'' galiba bu öğretmendi. Yalnızca erkeklerden oluşan kalabalık homurtularla dağılırken bende kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Yaklaşık otuz kişiden oluşan sınıfın hepsi bana bakıyordu. Kızlar şaşkınlık ve kıskançlık ile bakarken, erkeklerde hayranlık ile bakıyordu. Biri hariç hepsi öyle bakıyordu. O biride en arkada oturan, kumral, hafif burnunun üzerinde çilleri olan tatlı bir çocuktu. Boyunun uzun olmasından olsa gerek yüzünü net bir şekilde görebiliyordum.
'' merhaba kızım. Sen şu yeni kayıt yaptıran öğrenci olmalısın '' tekrar hocanın sesini duymamla başımı çilli çocuktan alıp öğretmene çevirdim.
'' evet hocam. Kötü bir giriş yaptım üzgünüm '' dedim. Üzerimde ki ölü toprağı atarak. Kötü bir giriş yapmıştım ama bunu unutturmalıydım.
'' önemli değil kızım. Hoş geldin. '' dedi tatlı sesiyle. '' ben matematik öğretmenin Tülay ince. '' diye devam etti. İlk ders matematikti demek. Güzel. Genelin aksine ben matematik dersini severdim. Üstelik sabahın ilk saatlerinde olmasını daha çok severdim. Zihnimi açıyor, gün boyu dikkatimi kaybetmememi sağlıyordu.
'' memnun oldum. Bende Buğlem Keskin ''
'' tekrar hoş geldin Buğlem. Şimdi sana boş bir sıra ayarlayalım '' dedi Tülay Hoca ve bir anda sınıfta ki bütün erkekler yanlarında ki kızları itip ayağa kalktı.
'' hocam burası boş. Buraya oturabilir '' dedi birisi.
'' hocam burasıda boş. '' dedi bir diğeri.
'' hocam burası en arka. Eminim matematik dersini sevmiyordur. Burası sizin dersinizden kaçmak için muhteşem bir sıra. Bence buraya oturabilir. Hem dersinizde uyursa üzerini de örterim '' deyip bana göz kırptı. Gülümsedim. Esmer, yakışıklı denebilecek kategori de birisiydi. Üstelik seçtiği kelimelerden anladığım kadarıyla zeki de birisiydi. Kendine güvendiği de apaçık ortadaydı. Tüm bunlar bir arada iyi bir kombinasyon değildi. Bir erkek tüm bunlara sahipse ve bunun farkındaysa her şeyi yapacağına inanıyor demekti. Ve bu da fazla egolu olduğunu gösterirdi.
Gerçi kolejde okurken daha fazlası olan erkeklerle konuşmuştum ama bu çocuk daha farklıydı. Neden bilmiyorum ama ondan hoşlanmıştım. Tabi ki o anlam değildi. Sevimliydi. Ve iyi bir arkadaş olabilirdik.
'' otur yerine Yiğit. Ve az önce yere ittiğin arkadaşın Buse'yi kaldır '' Yiğit bıkkınlıkla sıraya oturmadan önce Buse denen sinirli kızı elinden tutup kaldırdı. Kız ona öldürecek gibi bakarken, o bana hayranlıkla bakıyordu.
'' peki burası hocam? '' dedi başka birisi. Yine, kumral baby face bir çocuktu. Yakışıklıydı. Eski okulumda çok daha iyileri vardı ama onun masum yüzü çok sevimliydi. '' burası kalorifer yanı olmasının yanında, pencere kenarı olduğu için yazları serin ve esintilidir. Ayrıca canın sıkıldığında yoldan geçen arabaları sayabilirsin '' diyerek oda göz kırptı. Sırasını, sanki bir eşyayı satıyormuş gibi pazarlamaya çalışması beni güldürmüştü.
'' Otur Özgür. '' Tülay Hoca onu da oturtmuştu. '' Ve Gizemi yerden kaldır ''
Fark ettiğim bir detay sınıfın hepsinin bir kız bir erkek şeklinde oturuyor olmasıydı. Bu durumun nedenini merak etsem de ağzımı açmayıp hocanın bana boş bir yer bulmasını bekledim. En önden birisi ayağa kalktı bu sefer. Esmer, kara kaşlı kara gözlü birisiydi. Yüz hatları çok keskindi. Esmerlerden hoşlanan birisinin kesinlikle hayır diyemeyeceği tipte birisiydi. Ama ben esmerlerden hoşlanmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENGİN KIZ FAKİR OĞLAN
Ficção AdolescenteZengin bir aileden gelen Buğlem, yaşadığı hayattan ve etrafındaki yapmacık insanlardan fazlasıyla sıkılmıştır. Bir gün babasına artık koleje değil de devlet lisesine gitmek istediğini söyler. İlk başta Şeref bey, bu konuyu fazla önemsemese de sonrad...