GERÇEKLER - Bölüm 21

344 14 1
                                    

ZENGİN KIZ FAKİR OĞLAN 21

Günler hızla geçerken antrenmanlara da ara vermeden devam ediyorduk. Turnuvalar önümüzdeki hafta başlıyordu. Bu yüzden artık bir saatlik öğle aralarında da çalışmaya başlamıştık. Bana kalırsa gerek yoktu ama Elif Hoca bu işi oldukça ciddiye alıyordu. Bu turnuvada alacağımız başarı okulun adını duyuracaktı. Bu yüzden başarılı olmaya kararlıydı. Her ne kadar çok fazla yorulsam da bu durum kafamı dağıtmama yardımcı oluyordu. Görkem'i neredeyse yalnızca akşamları düşünüyordum. Elbette sınıfta yanına oturduğum zaman birkaç saniye aklımı meşgul ediyordu. Ama hemen kendimi toparlayıp tahtada hocanın yazdıklarına konsantre olmam zor olmuyordu.

Antrenmanların bir diğer iyi yanı ise ikizlerle daha fazla kaynaşmamı sağlaması olmuştu. Okulda yalnızca Emre ile arkadaşken bir anda hem ikizlerle hem de takımdan diğer kızlarla arkadaş olmuştum. Ayşe dışında. Sebebini bir türlü anlayamadığım bir şekilde nefret ediyordu benden. Birkaç defa konuşmayı denemiş sorunun ne olduğunu sormuştum. Ama aldığım tek yanıt öfkeyle bakan gözlerdi. O günden sonra onunla arkadaş olmaya çalışmayı bırakıp sadece kaptanı gibi davranmaya başlamıştım. Kişiliği dışında kesinlikle çok iyi bir oyuncuydu. Gelecek vaat ediyordu. Bu yüzden Elif Hocanın benden sonra güvendiği ikinci kişiydi.

Bu durum onun hoşuna gitmiyordu elbette. Takımın gözde oyuncusu olmak için elinden geleni yapıyor antrenman sonunda bile eve gitmiyor çalışmaya devam ediyordu. Bu durum onu benim gözümde hasta konumuna sokuyordu. Başarılı, hırslı ama aynı zamanda hasta.

Bugün ki antrenmandan sonra bundan iyice emin olacağımı bilmiyordum tabi. Yine ders sonu okulda kalmış salonda beşe dört maç yapıyorduk. Elif hoca hem antrenör hem hakemdi.

'' Ayşe, blok yaparken kolları iyice rakip sahaya sokmuyorsun ve fileyle aranda boşluk kalıyor. Eda, atılan smaçlarda nereyi tutman gerektiğine rakip smacı vurmadan karar vermen gerekiyor. Buğlem, daha sert vurmanı istiyorum smaçlara. İkizler pas vermeden rakip takımın duruma bakıp öyle pas atın.'' Elif Hoca direktiflerine devam ederken ben tekrar hücum etmek için sıçradım. '' Buğlem sert'' topa vurmadan bir saniye önce duyduğum sesle topa olanca gücümle vurdum.

Top önümde blok yapan Ayşe'nin başına çarpıp dışarı çıktı. Ben endişe ile Ayşe'nin yanına giderken diğerleri çoktan onun yanına gitmişti bile. Eli başında topun çarptığı yeri tutarken içimde kocaman bir endişe baş gösterdi. Ne yapacağımı bilemeyerek dibine kadar girdim. Elimi omzuna koyup ''Ayşe iyi misin? Özür dilerim'' ne olduğunu anlamadan Ayşe hızla elimi omzundan attı. Başını kaldırıp sinirle gözlerime bakıp '' dikkat etsene aptal!'' dedi. Hiç beklemediğim bu ani tepki karşında ne diyeceğimi bilemeyerek sadece yüzüne baktım.

'' kızlar açılın bakalım'' Elif hoca herkesi kenara itip Ayşe'nin yanına geldi. Ellerini yüzüne koyup başını inceledi. '' Ayşe nasılsın? Çok mu sert çarptı? Hadi hemen hastaneye gidelim. Beyin sarsıntısı geçirebilirsin ''

'' hayır, hocam gerek yok. Beni öldürmek o kadar kolay değil'' dedi şakayla gülümseyerek. Aslında şaka yapmıyor bana gözdağı veriyordu. Ama bunu benim dışında kimsenin anlamadığına emindim.

'' olmaz. Riske girmiyoruz. Hadi hemen üstünü değiştir beş dakikaya otoparkta ol'' Ayşe'yi bırakıp bize döndü. '' sizler de sınıfa çıkabilirsiniz. Hiçbirinizin dışarıda olmasını istemiyorum. Terlisiniz üşütüp hasta olabilirsiniz. O yüzden çıkış zili çalana kadar kimseyi dışarıda görmeyeceğim'' deyip salona kapısına doğru ilerlemeye başladı. Kızlar yavaş yavaş dağılırken ben Ayşe'nin yanında kalmaya devam ettim. Elif Hocanın çıktığından emin olunca kafasını kaldırıp bana baktı. Tam bir şeyler söyleyecekti ki Emre'nin sesini duyunca omzuma çarparak soyunma odasına doğru yürüdü.

ZENGİN KIZ FAKİR OĞLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin