26. BÖLÜM

10.2K 577 100
                                    

Mahalleye yaklaşmışken Fedai'yi aradım.

"Efendim yenge?"

Aslında fena bir tabir değilmiş bu 'yenge'

"Bana şu kelimeyi söyleme."

İçimin ayrı dışımın ayrı dediğine artık alışmaları lazımdı.

"Neden?"

"Hani henüz neyin ne olacağı belli değil ya? Mirza'nın haberi yok falan?"

"Mirza'nın haberi olmadığı doğru ama neyin ne olacağı belli. Sen neden aramıştın?"

Herkes bizden umutluyken mutlu olmamak elde değildi. Yücel bir şey söyleyecekse emin olmadan söylemezdi. Demek ki Mirza ile benim hakkımda konuşmuşlardı. Bir şeyler biliyordu ki emindi.

Ama yine de bu mutluluk kırıktı, buruktu.

Mirza şu an hastane odasında yatarken elimizden gelen mutluluk en fazla buydu.
O da yine Mirza sayesindeydi.

"Toplanmamız lazım. Reisin kafaya taktıkları varmış. O dönmeden işlerinde yardımcı olmamız lazım."

"Onu ben de düşünüp ufaktan bir şeyler yapmaya başlamıştım ama şu an bir sorunumuz var. Biz zaten toplandık, buraya gelmelisin."

Bazen fedainin anlamını unutuyordum. Tabii ki Yücel bir şeyler yapıyordu.

"Neredesiniz?"

"Otoparkta."

"Tamam, zaten arabayı bırakacaktım. Gelirim."

Gazı biraz daha artırdığımda mahalleye giriş yapmıştım.

Sokak aralarından devam edip otoparka geldim.

Yabancı bir araba vardı, bahsettiği sorun da arabanın sahibi olabilir miydi?

İçeriye yanlarına girdiğimde hepsinin ortasında sandalyede oturan tanıdık yüzü fark ettim.

"Egemen? Burada ne işin var?"

Egemen sesimi duyduğunda ayaklanıp önüme kadar gelmişti ama Cengiz ile Semih geri oturtmuştu yerine.

"Bu şerefsizi tanıyor musun?"

Sadece bir kez görmüş olmam onu tanıdığım anlamına gelir mi Semih? Gerçi o gördüğümde siması fazla tanıdık gelmişti ama bulamamıştım.

"Cengiz'in Sıla'yı aldığı gün tanışmıştık."

"Hayır, o gün değildi. Ailelerimiz tanışıyor bizim. Biraz düşünürsen hatırlayacaksın. Yazlıkta 3 ayı birlikte geçirdik. Enes'le daha iyi anlaşmıştım ben."

Evet hatırlamıştım. Ben daha da küçüktüm, dediği gibi Enes'le daha iyi anlaşmıştı çünkü yaşları yakındı.

"Ben bu şerefsizin ağzını bantlasam nasıl olur?"

Semih bugün sinirli miydi? Bana mı öyle geliyordu?

"Semih daha önce görmediğim bu sinirini biraz arka plana atar mısın? Egemen niye burada? Ve neden bu şekilde?"

"Sen bu zorbalarla arkadaş mısın? Gerçekten mi Ceylan?"

Semih acaba haklı mıydı Egemen? Ağzını mı bantlamalıydık senin?

"O gün Cengiz'e de zorba demiştin ve benden cevabını almıştın. Şimdi gerçekten Semih'in senin ağzını bantlamasına izin verecek gibi olmadan da susmayı denemelisin."

"Hayır, susmayacağım. Bu yapılan suç. Beni buraya getirip alıkoyamazsınız."

"Bak sen buraya gelmek için nasıl bir şey yaptıysan ne zamandır tanıdığım ama bir kez sinirli görmediğim Semih'i bile delirtmişsin. Demek ki onlar haklı. Ayrıca Türkiye için bir şeyi daha unutmuşsun ki o da ne kadar misafirperver olduğumuz. Seni ne güzel ağırlıyoruz işte, keyfini sür."

ULUIRMAK MAHALLESİ (Mahalle Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin