14. BÖLÜM

17.1K 913 66
                                    

Okumaya geçmeden önce sizden iki ricam var. Birincisi okuduktan sonra beğenmeniz ve satır arası yorumlarınızı eksik etmemeniz. Diğeri Sarmaşık Mahallesi'ne de destek olmanız. Teşekkür ederim.

3. Kişiden

"Ayakkabı giymese miydin ya?"

"Babet zaten bu, üstelik terlik sevmiyorum ben."

"Peki madem."

Ceylan, giyinmesi için kendine yardım eden Merve'ye teşekkür edip hastane odasındaki banyodan çıktı. Herkes buradaydı.

Kendisi ve Mirza için.

Aslında Mirza'nın birkaç gün daha kalması gerektiğini biliyorlardı ama itiraz kabul etmemiş o da çıkmak istemişti.

Yücel, aynı odada Ceylan olmadığını bilse Mirza'nın daha erken çıkacağından adı gibi emindi ya neyse.

"Babamların gelmemesi çok iyi olmuş." diye mırıldandı. Ailesini çok seviyordu ama beş gündür gördüğü ilgiden bıkmıştı.

"Hadi Ceylan'ım."

İkizine kafa sallayıp koluna girdi.

Serkan içinden çokça şükredip ilerdeki Merve'nin elinden Ceylan'ın çantasını alıp kolunu kırdı. Onun da koluna girmesi için.

Merve aslında herkesin ortasında bunu yapabilecek biri değilken farkında olmadan gülümseyerek koluna girdi Serkan'ın. O küçücük temas ikisini de yakmıştı. Bunu bir tek onlar değil oradaki herkes fark etmişti.

Cengiz, dört senedir tanıyordu Merve'yi ve Betül'den farkı yoktu onun için. Bu yüzden sinirlenmişti ve aklının bir kenarına en yakın zamanda ikisiyle de konuşması gerektiğini yazdı.

Hastaneden çıktıklarında Mirza'yı da Ceylan'ı da şaşırtan bir şey görmüşlerdi. Ya da çok şey.....

Mahallenin gençlerinin hepsi buradaydı neredeyse.

Kaç kişiydi bunlar?

Kırk mı elli mi?

"Geçmiş olsun Reis"

"Geçmiş olsun Biricik"

"Geçmiş olsun Reis"

"Geçmiş olsun Biricik"

Ceylan yeni bir şey keşfetmiş gibi heyecanla, merakla, fazlaca da sevgiyle onları izliyordu. Kendisini bu denli kabul etmeleri hayal gibiydi.

Bu Mirza'nın gözünden kaçmamış dahasını görmeyi istese de hastaların rahatsız olmaması için herkesi susturmuştu.

Yaklaşık on beş araç konvoy şeklinde mahalleye girdiklerinde daha da şaşırmıştı Ceylan. Tüm mahalle sokağa dökülmüştü neredeyse.

Evlerinin önüne geldiklerinde arabayı sürenler hariç herkes inmişti. Arabalar tek tek gözden kaybolurken Ceylan gördüğü masalarla gülümsedi. Babası iyi ki şirketi devretmiş ve buraya taşınmışlardı. Bu insanları hiç tanımamış olmayı düşünmek bile istemiyordu.

Mirza da Ceylan da geçmiş olsun diyenlere teşekkür ettikten sonra masaya geçtiler "Geçmez olsaydık" deselerde. Anneleri sayesinde mideleri tıka basa dolmuştu.

"Pansuman zamanı."

Enes ve Özlem'in aynı anda dedikleri şeyle bakışları kesişti.

"Bu kadın ne güzel gülüyor."

Enes'in aklından geçen beş kelimelik tek cümle buydu. Ne yapsındı, Özlem çok güzel gülüyordu.

"Mirza ve Ceylan hadi evlere. Pansumandan sonra da yatın dinlenin."

ULUIRMAK MAHALLESİ (Mahalle Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin