3. BÖLÜM

31.6K 1.2K 628
                                    

Annemin güzel sesiyle uyanmayalı bayağı olmuştu. 1 gün falan işte. Ya da on iki saat.

"Kalktım anneciğim"

Sözlerimi kısık sesimle devam ettirdim.

"Ama istemiyorum. Ne onu, ne Cengiz'i, ne de Merve'yi görmek istemediğimden kalkmak da istemiyorum"

"Ceylan bir şey mi dedin"

"Hayır anneciğim"

"Tamam kuzum, bak giyeceklerini bıraktım oraya. Duşunu al, giy ve gel. Hızlı ol ama anneciğim"

"Tamam"

Desemde neden hızlı olmam gerektiğini anlamadım. Yemeğe daha 1 saat var.

'Vardır annemin bir bildiği'

İçimdeki ben doğru söylüyordu. Zaten ben de bu yaşıma kadar her zaman bu düşünceyle gitmiş, doğru olduğuna inanmıştım. Ayrıca inanmayıp ne yapacaktım, ne zaman annemin dediğinin tersini yapsam bir şeyler istemediğim gibi sonuçlanıyor.

Düşüncelere çok da dalmadan katta bulunan banyoya geçtim. Önceki banyom odamdaydı. Ve sanırım alışamayacağım bir şey de buydu.

1 saat önce duş aldığımdan gerek yoktu duş almaya, bu yüzden elimi yüzümü yıkadım. Israrla aynaya bakmamaya çalışıyordum. Çünkü çökmüş olduğumu tahmin ediyordum. Ne kadar aynaya bakamasam da bileğim gözler önündeydi.

Kahretsin.

Hem şişmiş hem de kırmızımsı bir renk almıştı. Parmak izleri de öylece duruyordu. Zaten bundan sonraki aşama morluk...

Odama geçtiğimde annemin ayarladığı diz kapaklarıma kadar gelen siyah tulumu giydikten sonra sarı kemerimi takıp kahverengi az dolgu topuklu sandaletlerimi ayağıma geçirdim.

Aynadan her ne kadar kaçmak istesem de tipime bakıp düzeltmem gerekiyordu.

Al işte.

Göz altlarım mordu.

Makyaj malzemelerimden fondoteni iyice yayıp garip görüntüyü atmak için rimel ve ten rengime yakın far da sürdüm. Bu evdekilerin dikkatini çekecek olsa da yapacak bir şey yoktu.

Bu iş de bittiğinde Esat'ın odasına gidip box yaparken süs diye bileğine doladığı şu an adını hatırlayamadığım kumaş parçalarından kırmızı olanı alıp bileğime sardım.

Şimdi aşağıya inebilirdim işte.

Ben aşağıya indim inmesine de evde neden kimse yok?

Evin mahalleye açılan kapısını açtığımda birleştirilmiş bir sürü masa gördüm. 'U' şeklinde dizilmişlerdi.

Gözlerimi mahallede gezdirdim. Semih bir çocukla ışıklandırmayı yakıyor, Mirza ve Cengiz de bir şeyler konuşuyordu.

Şerefsiz herifler.

Kapıdan iyice çıkıp mahalleye adım attım. Onların bakışı bana dönmeden de tekrar gezdirdim gözlerimi. Benden küçük veya benim yaşımdaki erkekler ikiye ayrılmıştı. Bir taraf sandalyeleri dizerken bir taraf masanın örtülerini seriyor ve her masaya sürahi koyuyordu.

Gözüm kızlara kaydı. Bizim evin çaprazındaki eve elleri boş girip dolu çıkıyorlardı.

Tamam mahalle buradaydı ama bizimkiler neredeydi?

Tekrar etrafı inceleyeceğimde bileğime bakan bir Cengiz gördüm. Bileğimi belimin arkasına koyup bana dönmesini sağladım.

Boş boş bakıyordu. Ben de öyle.

ULUIRMAK MAHALLESİ (Mahalle Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin