"Ceylan yardım eder misin kuzum?"
"Geldim teyzem.""Enes'ciğim bunu da yükler misin?"
"Hallederim teyze bırak sen."
"Dikkat et ama kırılacaklar var onda."
"Tamam teyzem."Taşınma telaşı sarmıştı Güner ailesini. Nasıl sarmasındıki çok eşyaları vardı. Bir de kalabalık olunca...
Allah'tan ki gidecekleri eve Demir Bey'le Musa Bey ayar geçmişlerdi. Yoksa oraya sığamazlardı 9 kişi.
Güner ailesinin evindekine benzer bir telaşta Uluırmak Mahallesi'nde vardı. Şimdiki mahallelere inat hala komşuluğun yaşandığı, yaşatıldığı bir yerdi. Birilerinin taşınacağını öğrendiklerinde de kadınlar rahat durmamış bir sürü yemek yapmıştı. Erkekler ise kahve ve evlerdeki masa - sandalyeleri toplamış sokağa koymuşlardı. Bunun yanı sıra mahallenin bilinen tayfası da ışıklandırmayı ayarlamaya başlamıştı. Bugün yeni komşular diğer gün ise tayfadaki Yücel -askerden- geliyordu.
Tayfa işini bitirdikten sonra oturup konuşmaya başladı gelecek olan komşuları hakkında.
"Lan Semih bunlar neciydi ya anlat da Reis de duysun."
"Koskoca şirketi batıran iki kardeş. Eve bakmaya geldiklerinde tanıştık adamlarla. İyi insanlara benziyorlar. Ama yanlarındaki herif için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Üstten üstten bakmalar falan. Avukatmıymış neymiş... Kıl oldum."
"Bozma kafanı Semih. Ya buraya alışır ya da alıştırırız. Ha baktık olmadı başka yollar deneriz. Neyse sen iki kardeş mi dedin?"
"Evet Reis iki kardeş, yani iki aile taşınacakmış."
"Tamam hadi git annemlerin yanına, istedikleri bir şeyler var mıymış bir sor."
"Tamam abi."
"Cengiz sende dolan bir mahalleyi. Uyar çocukları. Reis ses istemiyormuş de. Selin'le Ahmet'in de kulağını çek. Başlamışlar yine gece kaçıp gitmelere. Annemlere yardım etmeyen kızlara da haber ver; beklesinler hazırda, evin temizliğine yardım etsinler. Ha bir de eczaneden ilaçları al, Merve'ye götür. Okulda olması lazım."
"Ne ilacı abi? Hem Merve'ye ne oldu?"
"Onlar bilirler ne ilacı olduğunu. Merve'ninde bir şeysi yok. Grip dışında."
"Selin'le Ahmet hala kaçıyorlar mıymış?"
"Kaçmışlar dün"
"Şu serserilere bir söz dinletemedik ya Allah ne yapsın bizi. Neyse Reis hallediyorum ben."
Mirza; ağır başlı, kendinden başka herkesi düşünen ve her zaman adaletli olan biriydi. Saygısızlığı da tahammülü yoktu. Zaten bunlardan dolayı değil miydi mahalledekilerin Reis deyişi.
Tamam biraz da mahalledeki evlerin çoğunun onlara ait olması vardı ama o bununla hiç övünmemişti ki.Eşyalar kamyona yüklenmiş, kamyonun arkasından da 4 araba yola çıkmışlardı. Gidecekleri yer normalde 15 dakikalık olsa da İstanbul'un trafiğiyle neredeyse yarım saati bulmuştu.
Ceylan, arabadan iner inmez şaşkınca bakmaya başladı. Bu kadar süs ve hazırlık kendileri için olamaz değil mi? Yok canım neden yapsınlardı ki?
Ceylan gibi diğer aile fertleri de şaşkındı. Bunu anlayan Ali Bey (Mirza ve Özlem'in babası) olaya el attı.
"Demir Bey arabalarınızı mahallenin otoparkına bırakın isterseniz."
Demir Bey başını salladığı an Emir babasının arabasına bindi. Tabii binmeden önce Ceylan'a kendi arabasını işaret etmeyi de unutmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULUIRMAK MAHALLESİ (Mahalle Serisi 1)
Ficção AdolescenteBir BİRİCİK vardı REİS'e yandı... İkisinin ve nicesinin yaşadığı aşkın mahallesiydi ULUIRMAK MAHALLESİ ----------------------------------------- "Tişört güzelmiş." Kendisine laf atan ve sesini ilk defa duyduğu Mirza'ya göz devirdi. "Elbise bu." "Öy...