"Bu dördünden birini seç Merve. Beğenmediysen de söyle alışveriş merkezine gidelim."
"Salak olma Ceylan. Şu siyah beyaz olan..."
Merve sözleriyle birlikte gözlerini kısmış işaret parmağıyla 'gel' işareti yapıyordu.
"...gel bana gel bana diyor."
Garip hareketlerini bitirdiğinde ellerini birleştirip Ceylan'a sarıldı.
"O mudur yani?"
"Odur."
"Senin ayakkabı numaran ile anneminki tutuyor. Onda siyah bir ayakkabı var, görmen lazım Merve. Çok hoş. Geçen seneki moda haftasından almıştı. Belki sadece yirmi tane üretilenlerden biri bile olabilir."
Merve'nin yaşadığı şokla açılan ağzını Betül kapattı.
"Ben.. ben öyle bir ayakkabıyı giymeyi tabi isterim. Ama Hasibe Hanım izin verir mi? Ya hadi izin verdi. Ya ben başına bir şey getirirsem?"
"Birincisi Hasibe Teyze demelisin. İkincisi kafasına takmaz bu tür şeyleri ama için rahat edecekse izin almıştım. Zaten nereye giyeceğini bilememiş ve bizim özel günümüzde senin için bir şeyler yapmış olmak onu mutlu edermiş."
Merve duramadığı için bir kez daha sarıldı.
"Sen cansın."
"Biliyorum."
Sonuçta Ceylan bunu bügün bin kez falan duymuştu.
"Şu an kendi kaldırdığım egona bile cevap veremeyecek kadar mutluyum. Kızım harikasın ya. Sayende elbisem de ayakkabım da harika. Ve ayakkabım orijinal olmakla birlikte sayılı olanlardan. Kendimi özel falan hissetmeliyim değil mi?"
Merve dışarıya gösterdiği yüzü aksine arkadaşları yanında gayet sevecendi.
O sert davranışları çoğu insanın samimiyeti hak etmediğini düşündüğündendi.
"Sen zaten çok özelsin."
Betül'ün söylediğinden sonra onunla da sarılıp Ceylan'a döndü.
"Sen ne giyeceksin?"
Ceylan dolabından kırmızı - gece mavisi karışımı elbisesini çıkardı.
"Oha! Çok güzel."
"Neredeyse bir sene olacak alalı. İlk defa giyeceğim."
"Denesenize. Çok merak ettim."
Betül'ü haklı bulmuş olacaklar ki anında dediğini yaptılar.
Birbirlerine baktıklarında Ceylan bu iki elbisenin aynı kumaştan olduğunu hatırladı ve model benzerliği de vardı.
Merve'nin elbisesinin üst tarafı beyaz bisiklet yakaydı ve vücuda yapışıyordu. Eteği fileli ve beyazken dizinden bir karış yukarda bitiyordu. Son on santimlik kısmında ise kollarının kenarında olduğu gibi dantel işlemeler vardı ve Merve bu elbiseyi çok güzel taşıyordu.
Ceylan'ın elbisesi 'V' yakaydı ve kırmızı renk her yerini sarıyordu. Kırmızının üzerinde de lacivert dantelli tül. Eteği pileliydi ve Merve'ninkiyle aynı boyda sayılırlardı.
"Oha çok güzel oldunuz. Bak Merve kasmana hiç gerek yokmuş gördün mü? Elbisen hazır. Ayakkabın da öyle. Kuaför işi Semiha Sultan'da. Sadece çanta ve takılar kaldı."
"Ben de bu elbiseye uygun çanta var, takı eksik."
"Ben de bu elbiseye göre takı mevcut, çanta eksik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULUIRMAK MAHALLESİ (Mahalle Serisi 1)
Novela JuvenilBir BİRİCİK vardı REİS'e yandı... İkisinin ve nicesinin yaşadığı aşkın mahallesiydi ULUIRMAK MAHALLESİ ----------------------------------------- "Tişört güzelmiş." Kendisine laf atan ve sesini ilk defa duyduğu Mirza'ya göz devirdi. "Elbise bu." "Öy...