1. Unutma Nehri

1.5K 40 10
                                    

Arkadaşlar hikayemin ilk bölümü sizlerle. Oylamalarınızla ve yorumlarınızla bana destek olacağınızı umuyorum. 

İyi okumalar 

Bölümleri yazarken beni en çok etkileyen cümleleri  bölüm başlarına yazıyorum arkadaşlar.  

Unutan sadece hafızamızdır,  kalbimiz hep hatırlar.

Dawn küçük evinin balkonunda durmuş, batan Kaliforniya güneşine bakıyordu. İsminin anlamı gün doğumu olsa da, Dawn de böyle bir gün batımında doğmuştu. Annesi ile babasına bunun sebebini sorma fırsatı olmamıştı. Adının koyuluş sebebini soramayacakları bir yerdeydiler. Batan güneş kızıl saçlarına vuruyor, bal rengi gözlerinde parlak hareler oluşturuyordu. Her gün batımında olduğu gibi bir hüzün çöktü içine. Kaybettiği onca insandan sonra bir daha ne zaman şafak onun içinde doğar bilmiyordu. Kaliforniya güneşinden yanmış teni ve uzun ince vücudu ile 27 yaşında genç bir kadındı. Bugün burada artık son saatleriydi ancak biliyordu ki kısa bir süreliğine ayrılacak olsa da özleyecekti Kaliforniya'nın güneşini ve nemini. Gideceği yeni yerleri düşündü Dawn yeni ama bir o kadar da tanıdık yerleri. Bunca yıldan sonra artık yenilik değil miydi ona uzak gelen, dünyanın o kadar yerini görmüştü. Özelliklede mistik havasıyla Afrika'nın şehirleri. Bugün yine o dünyaya girecekti; çok şey öğrendiği, kendini bulduğu, uğrunda hayatından o kadar fedakârlık ettiği dünya. Psikoloji eğitimini tamamlamıştı. Bu yıl yüksek lisansını bitirmiş ve artık nihayet bu sömestr doktora eğitimine başlayabilecekti. Ancak öncelikle ailesi tarafından ona verilen sorumlulukları yerine getirecekti. Son kez baktı Dawn batan güneşe, yola çıkma vakti gelmişti.

Saatler sonra Afrika'da küçük bir hava alanındaydı. Ailesinin kurduğu yardım vakfına ait onu bekleyen araca doğru yürüdü. Ailesi yıllardır Afrika'nın pek çok bölgesinde yardım vakıfları kurmuştu. Bu vakıflar yöre halkının ihtiyaçları büyük ölçüde karşılıyor, bölgenin gelişmesinde aktif rol oynuyorlardı. Dawn ve ailesi vakfın faaliyetlerine öncülük ediyorlardı.

Vakfın merkezine olan kısa bir yolculuk boyunca hep aynı şeyi tekrarladı heyecanla ben ancak böyle nefes alabiliyorum tekrar ve tekrar. Yapılacak çok iş hayatlarına dokunulacak çok insan vardı. Her gün düzenli olarak insanların yiyecek, su ve sağlık ihtiyaçlarına ulaşması sağlanacaktı. Vakfın merkezine vardığında, etrafına içinde yeşeren yeni bir umutla baktı.

Birisi arkasından, 'Dawn Marshall' diye seslendi. Dawn akasını dönüp bakınca esmer, uzun boylu bir adamın ona yaklaştığını gördü.

'Sizde Jake Miller olmalısınız 'dedi Dawn. Adam başını sallayınca ekledi. 'Bana Dawn de lütfen '

'Tanıştığımıza sevindim Dawn. Dedeniz sizden çok bahsetmişti. O nasıl?' dedi Jake elini uzatarak.

Dawn 'Her zamanki gibi inatçı ama iyi ' dedi elini sıkarken.

Eliyle etrafı göstererek 'Burası siz en son buraya geldiğinizden beri çok değişti. Birçok ek tesis inşa ettik. Yenilediğimiz yerler var. Etrafı gezelim mi?' dedi hevesle.

Dawn saatlerce süren yolculuktan sonra çok yorgundu. Nerdeyse her yanı tutulmuştu. Ancak adam ona her şeyi öyle hevesli anlatıyordu ki, Dawn de meraklanmıştı.

'Evet merak ediyorum 'dedi

'Size daha sonrada sağlık komplekslerimizi göstermeliyim çünkü dedenizden sizin bu konuda tecrübeli olduğunuzu duydum.'

'Daha önceleri diğer bölgelerde de çalıştım. Nerdeyse çocukluğumdan beri dedem nereye gitse peşinden sürüklendim diyebilirim. Ancak tecrübem sadece doktor ve hemşirelere yarımcı olamaya çalışmaktan öteye gitmiyor.'

ŞAFAKTA BULUŞALIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin