Hellllooooooğğğğ🙋🏻♀️N'apıyorsunuz? 👀
İki günde iki yeni bölüm! @oykuluklu sağ olsun, güzel gaza getirmiş beni.😎
Aşağıda okumaya gideceğiniz bölüm Sevda'dan geliyor. Dünkü bölümde kaldığımız zaman aralığındayız. Yani Leyla geri döneli 4 ayı geçmiş durumda. Önce bir Sevda-Yetkin kısmını toparlayayım dedim. Bu bölümün ikinci kısmı Yuvarlağın Köşeleri'nin tümüne baktığımızda en çok içime sinen yerlerden biri oldu. Kafamdakinin tümünü yansıtabildiğimi düşünüyorum çünkü. Umarım siz de öyle hissedersiniz.🥰
Bundan sonrası için planım şöyle Oktay'ın dönüşü ile olaylar olaylar ve final. Ardından da Sevda ve Yetkin için bir final. Sonrasında da Kırlangıç gelecek. Işıl'ın hikayesi. Onu elimde biraz bölüm depolayıp yayınlamak istiyorum ama bakalım.
Şimdilik bu kadar sanırım.
Sevgiler.🤍
Buse.
🐝🤍🐟
"sen beni tek
tek
tek
bıraktın.
benim artık taş taşıyacak,taş kaldıracak, taş atacak
halim mi var!"*🐝🤍🐟
"Güne kahveyle başladım
Ağzım kuru zihnim açık
Beyaz camda görüntüler
Hepsi o kadar dürüst ki"Oturduğum sandalyede hafifçe dönerek sahneye baktım. Yetkin, her zamanki yerinde elinde gitarıyla şarkıya oldukça sert bir giriş yaptığında kaşlarım belli belirsiz havalandı. Hem şarkı seçimine hem zamanlamasına hem de şarkıyı her zaman dinlediğimiz versiyonundan daha bir sert duymayı beklemiyordum.
"Hayatımdan çok memnunum
Aşk bitti aşk aptallıktı
Bir de sigarayı bıraksam
Kimse tutamaz beni artıkKüçük şeyler sevindirir ruhumu
Hayal bile edemezdim ben bunuDaha mutlu olamam
Daha mutlu olamam"**"Birilerinin canı dün akşamdan beri acayip sıkkın." dedi hemen yan tarafımda oturan Işıl eğlenir bir tonla. Adı gibi parlayan gözleriyle sahneyi işaret ediyordu. Tabi ki çenesini tutamamıştı. Yüzyıl sonra biriyle çıkmayı kabul ettiğimi burada Vega'da, biz telefondayken öğrenince, Yetkin şöyle köşede dursun, sokağın diğer ucundaki komşulara bile duyurmuş olabilirdi.
"Ne oldu ki dün akşam?" diye atıldı Beth düzgün Türkçe'siyle, karşımda oturduğu için sesini duyurmak kolay olsun diye masaya eğilmişti. Işıl, küçük bir kız çocuğu gibi kıkırdayıp elindeki bardağın arkasına saklandığında yırtık kotunun açıkta bıraktığı bir yerden yakalayıp cimcirdim onu. Zaten kızgındım, bir de dalga geçmesi iyice sinirimi bozuyordu. Ne diye belli ediyordu ki ona böyle bir şeyi? Hayır yani, hadi yükseldin bu kadar içinde yaşa sevincini, ne diye bağır çağır konuşuyorsun, değil mi ama?
"Dün Sevda biriyle buluştu da, onu diyor Işıl." dedi Leyla gülmemek için kendini zor tuttuğu her halinden belli. Kızgın bir bakışı ondan tarafa atıp ilgilenmediğimi belirtmek için telefonu elime alıp oyalanmaya çalıştım. Kızlardan çok sahnedekineydi tepkim. Gördüğünü bal gibi biliyordum. Hadi ben o yemeğe çıktım, hadi sen bunu duydun, tüm bunlardan sana ne? Sana ne Yetkin Sevinç? Bu tepkiler niye? Sakinleşmek için derin bir nefes alıp dikkatimi telefonuma yönlendirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yuvarlağın Köşeleri*
Tiểu Thuyết Chung"Oysa bir dünya gizliydi sende. Buradan, buradaki bu aciz, korkak, küf kokulu dünyadan çok daha farklı olarak. Bir soluk, Bir bakış, Bir tutuş... Yeterdi. Yeterdi tüm galaksilerin içinde seni tanıyıp bulmama..." *Özdemir Asaf