16. Bölüm

59.2K 2.8K 773
                                    


💙 Keyifli Okumalar 💙

•••(Yayımlanma Tarihi; 30

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••
(Yayımlanma Tarihi; 30.02.2021)
-
(Düzenlenme Tarihi; 19.10.2022)
•••

Gözlerimin nazik teklifi ve düşünceli davranışı karşında ışıldadığından, kalp atışımın dakikada normal atış sayısını bir tık farkla geçtiğinden emindim. "Hiç gerek yok, teşekkür ederim. Buradan bir taksiye binerim."

Başını ağır ağır sallayarak bir şeyden emin olamamış gibi etrafına bakınarak içinde tuttuğu soruyu dışarıya vurdu, "Bu şekilde çalışabilecek misin?" Gözleri ayağıma birkaç kez uğradıktan sonra sıkıntılı bir nefes verdi ve elini ensesine atarak hafifçe o bölgeyi bir süreliğine kesintisiz kaşıdı.

Ayağımı burktuğum için üzülmüş, benim için endişelenmiş miydi?

Gülümsemeye çalışarak dudaklarımın iki yana kıvrılması için direndim. Bileğimden bacağıma vuran ağrı sızı şeklinde olsa da her hareketimde acısı artıyor, beni bağırtacak kadar kendisini gösteriyordu. "Sanırım."

Gözlerini yüzümde dolaştırarak emin olmaya çalıştı. Bunu neden yaptığı hakkında ya da benim için olan endişesinin sebebi hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aslında oldukça sıradan bir durumdaydım. Abartılacak pek bir şey de yok gibiydi. Umarım. Eli ike arkamda kalan bir yeri işaret ederek bana gösterirken, "Çaprazda gördüğün siyah binada bulunan mimarlık ofisi bana ait. Uzun bir süre orada olacağım. Taksiye gerek yok, işin bitince beni ara. Seni bırakırım."

Onu uğraştırmamak adına teklifini nasıl reddedeceğimi düşünürken aklıma düşen Hakan detayı ile gözlerim hafifçe aralandı. "Hiç gerek yok, teklifiniz için teşekkür ederim. Hakan'ın da aracı burada zaten. Büyük ihtimalle beraber çıkarız." Kaşlarının hafifçe hareketlendiğini ve alnının ortasına doğru hareketlendiğini fark ettim. "Hakan'ın nöbetten çıktığını sanıyordum."

Haklıydı. Nöbetten çıkacaktı ve buna dikkat etmesi bile şaşırmama sebep olmuştu. Benden önce geldiğini de düşünebilirdi ama üstünün başının dağınıklığından ve sanırım ki uykusuz yüzünden direkt olarak nöbetten çıktığını düşünmüştü. "Evet, öyle. Nöbetten çıkacağım zaman çağırırım. Böyle şeyleri sorun etmez."

"Buna gerek yok. Ben buralardayım. Beni arayabilirsin. Bir de... nasıl rahat hissediyorsan tabii ama benim için sadece Yiğit yeterli."

Bir süre kararsız bakışlarım ile onu süzdükten hemen sonra başımı hafifçe eğerek onu onayladım. "Tamam, ararım... Yiğit." İsmini söylemem ile hafifçe gülümsedi. Büyük bir gülümseme değildi ama yine de yanağında var olduğu belli olan iki çukur hafifçe içeri göçer gibi oldu. Bu benim dikkatimi daha çok çekti ve ister istemez gözlerimi yanaklarında gezdirirken buldum kendimi.

• NAMÜTENAHİ • Hayatımın Mimarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin