🔗
(Yayımlanma Tarihi: 03.03.2021)
•••
(Düzenlenme Tarihi; 01.07.2024)🔗
Son zamanlarda yaşadığım, üzerimdeki ağırlığı altında ezildiğim tek duygu burukluktu. Günden güne hayattan zevk almayan, monotonluktan ve gündelik sorunlardan sıkılıp, kendimi huzursuz hisseden bir insana evriliyordum. Bunda ilk defa yaşadığım, baş edemediğim duygularımın da payı oldukça büyüktü. Kendimi ya da zihnimde sürekli dönüp duran hastalıklı düşünceleri bir türlü durduramıyordum. Son dört gündür aklımı karıştıran, sürekli zihnimi meşgul eden tek şey Yiğit ve apar topar yazlıktan gidişiydi.
Hayır. Doğrusu, Yiğit'in bir kadının aramasından sonra gidişiydi.
Sorunumun bu olması bile beni büyük bir utanca sürüklemeye yeterli geliyordu. Neden böylesine küçük bir şey günlerce zihnimi meşgul edecek bir olaya dönüşüyordu? Aramızda herhangi bir şey yoktu. Bana verilmiş bir sözü, üzerimde bir sorumluluğu da yoktu. Olmasının muhtemel olması mıydı beni bu yersiz duygulara iten yoksa ona olan ve günden güne daha da büyüyen ilgim miydi beni bu çukura düşüren? Anlam veremiyordum.
Karman çorman düşüncelerimin ışığında verebildiğim tek mantıklı karar evden de mahalleden de biraz uzaklaşma planımdı. Hakan'ı arayıp ona durumdan bahsettiğimde de aynı heyecanla bana destek oluşu sorguladığım karardan emin olmama neden olmuştu. Biraz uzaklaşmak, zihnimi yersiz düşüncelerden arındırmak bana iyi gelecekti.
Dün akşam aldığımız biletler sayesinde sabaha karşı bindiğimiz uçak, bizi dakikalar içinde İzmir'in güzel topraklarına indirmiş ve ilk dakikadan yüzümüzde kocaman bir tebessüme oluşmasına neden olmuştu. Hakan'ın dün akşam yaptığı birkaç telefon görüşmesi sayesinde tatilimiz erkenden başlamış ve gelir gelmez müsait olan arkadaşlarımız ile öğleden sonrası için güzel bir plan yapmıştık. İlk durağımız tabii ki kalacağımız otel olmuştu.
"Efendim, Gökhancığım? Daha bir buçuk saattir ayrıyız hemen bir arama, hemen bir mesaj. Bak olmuyor ama böyle." Hakan'ın hemen arkamdan gelen keyifli sesi, bakışlarımın usulca ona çevrilmesine neden olurken, "Sürpriz anlayışın hakkında biraz daha konuşabilirdik ama madem bu kadar ısrarcısın, tamam. Zil sesinden sonra seni ona bağlayacağım." dediğini duydum. Gökhan telefona beni istiyor olmalıydı. "Tamam tamam, Eylül'e veriyorum. Ben de seni öpüyorum, yakışıklı. Küfür etmesene hayatım, kardeşime uzatacağım telefonu. Çok ayıp. Ben de seni. Evet, tıpkısının aynısından."
Dudaklarımda küçük bir tebessümle başımı iki yana sallarken telefonu almak için elimi uzattım ancak o telefonu ağzına yaklaştırarak, özellikle Gökhan'ın duymadı için, "Seni istiyor, kelepçeli yarim." diye bağırdı. "Al, konuş ve aramızdan çekil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• NAMÜTENAHİ • Hayatımın Mimarı
Fiksi RemajaYiğit, elindeki flaşı açık telefonu ışığı asansörün tavanına vuracak şekilde yere bıraktıktan hemen sonra elleri yanaklarımı kavrayarak, "Hadi Eylül, derin bir nefes al." Kulaklarım uğulduyor, görüş alanım arada bir netleşip bulanıklaşıyordu. Kendim...