"Sena kalkıyor musun yoksa kafana terliği geçireyim mi?"
Annemin sesiyle gözlerimi araladım. Bir günde kendiliğimden kalksam ne güzel olurdu.
"kızım sen beni delirtecek misin? Okula geç kalacaksın hadi artık kalk."
"Tamam anne. Bir kez de salmıyorsun öğleye kadar uyuyayım."
"Son senenin ilk gününü uyuyarak mı geçirmek istiyorsun Sena?"
İşte bunu duyduğum anda olduğum yerde kalakaldım. Ortaokulda geçirdiğim tüm güzellikler, saçmalıklar, eğlenceler hepsi bu sene son bulacaktı. Gireceğim sınavla gideceğim liseyi belirleyip yeni bir hayat oluşturmadan önce bu okulda yaşayacağım son seneydi. Tüm bunları düşünürken gözümün dolduğunu hissettim ve hemen toparlanmaya başladım.
Kahverengi renkli uzun dalgalı olan saçlarımı güzelce düzleştirdim. Makyaj yapmaktan hoşlanmadığım için ona vakit ayırma gibi bir derdim olmuyordu. Güzelce okul formamı giydim. Annemin yanına gittim ve servisimin gelmesini bekledim. Okulum evimizden oldukça uzaktı. O yüzden her gün servisle gidip geliyordum. Servisin gelmesini beklerken annemin sesiyle uykulu olan gözlerimi araladım.
"Bal gözlüm seninle bir şeyler konuşmak istiyorum."
"Seni dinliyorum annecim."
"Bu sene son senen yıllar geçtikçe büyüyorsun. Önemli bir sınava gireceksin ve bu senin hangi liseye gideceğini belirleyecek. Senden tek bir söz istiyorum. Bu sene notlarını oldukça yüksek tutup iyi bir liseye yerleşeceğine söz ver bana kızım."
Annemin bu konuşması beni oldukça duygulandırdı. Aramızda hiç böyle konuşmalar geçmezdi. Daha çok günlük konulardan konuşurduk. Annem haklıydı bu sene benim için oldukça önemliydi ve o sınavdan çok iyi bir puan almak zorundaydım. Annemin bana bakan umut dolu gözlerine bakarak söz verdim. Yanağına bir buse kondurduğum sırada servisin korna sesiyle aşağıya koşturarak indim. Servisin kapısından içeriye girip servisçimiz Kadir abiye selam verip hemen eylülün yanına oturdum.
Eylül orta boyda, kısa siyah saçlı, gözlüklü bir kızdı. 7. Sınıfta aynı dershaneye gitmiştik ordan tanışıyorduk. Onunlayken çok eğleniyordum. İkimizin kafası çok uyuşuyordu ve o yüzden hep iyi anlaşırdık.
"Günaydın" diyerek gülümsedim ve yanına oturdum.
"Günaydınnnn"
"Kızım sabah sabah ne bu enerji ben daha gözümü açamıyorum"
"Benim enerjim bitmez"
"Allah daha çok versin" deyip gülmeye başladım. O da gülerek karşılık verdi. Servis bir süre sonra okula yaklaştığında çantamı sırtıma geçirip inmek için hazırlandım. Okulun tam önünde durduğu zaman Kadir abiye teşekkür edip araçtan indim ve Eylül'ün araçtan inip yanıma gelmesini bekledim. Yanıma geldiğinde beraber okulun kapısından girdik ve girdiğimiz anda öylece kalakaldık. Okulun ilk günü olduğu için herkes büyük bir karmaşanın içindeydi.
"Oha lan bu ne!"
Eylül'ün sesiyle irkildim.
"Biz okul diye yanlışlıkla başka bir dünyaya mı ayak bastık bu kalabalık ne kızım"
"Sena ben kantine su almaya gidiyorum bu kadar insana bakmaya gözlerim dayanamıyor" "Tamam bekliyorum seni burada tabi bu kadar insanın içinde kaybolmazsam"
Eylül yanımdan ayrıldıktan kısa süre sonra birisinin omzuma dokunmasıyla irkildim.
"Sena"
"Zeynep"
Birkaç saniye daha birbirimize şaşkınlıkla baktıktan sonra ağlayarak birbirimize sarıldık. Zeynep benim en yakın dostum, arkadaşım, sırdaşım, can yoldaşım. Ortaokulun bana katmış olduğu en güzel ve en özel insandı. 5. Sınıfta aynı sınıfa düşerek yollarımız kesişmişti. İlk başlarda sınıfta birbirimizden nefret ediyorduk ama sonradan çok iyi anlaştık ve arkadaş olduk. 3 sene boyunca bu böyle devam etti. Sınıfta hep birbirimizin yanında dururduk birbirimizi koruyup kollardık. Benim için her zaman bir kız kardeşten öte olmuştur ve hala daha öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Göz (Tamamlandı)
Teen FictionAşkın gözünüzü kör ettiğine şahit oldunuz mu ? Aşık olduğunuz için ailenizi , arkadaşlarınızı, hayatınızı kaybettiniz mi ? Saplantılı aşkın nasıl hastalık boyutuna dönüştüğüne şahit olmaya hazır mısınız? "Gözlerini gördüm ve başladı hikayem"