⭑4⭑

207 34 35
                                    

- Felix ???

Soğuktan burnu kıpkırmızı olmuş sarılı genç harabe evin önünde daire olarak çizdiği adımlarını duyduğu sesle durdurdu. Hızla sesin sahibine dönerken gülümseyerek yanına gitti.

- Neden dışarıda bekliyorsun, hava soğuk ve senin soğuğu sevdiğini sanmıyorum.

- Soğuğu seviyorum fakat üşümeyi sevmiyorum.

- O hâlde şöminenin önünde ısınıyor olman gerekirdi.

- Bayım, içerideki odaya ulaşmamız 1 dakika 24 saniyemizi alıyor ve ben sizi 1 dakika 24 saniye geç görmek istemiyorum.

Sarılının içtenlikle dolu olan bu sözleri üzerine siyahlı, ne kadar çok özlendiğini iliklerine kadar hissetmişti.

- Ve bayım şunu da eklemek istiyorum, sizi beklemenin sıcaklığını eminim ki içerideki şömine asla karşılamazdı.

Siyahlı bunun üzerine sarılıya dönüp kendisine bakmasını sağlamıştı. Gecenin karanlığında bile yüzündeki yıldızları gökyüzündeki yıldızlardan daha parlaktı. Uzun sayılmayacak bir süre yüzüne hasret giderircesine baktıktan sonra sımsıkı sarılmıştı siyahlı sarılıya. Aniden gelen bu hareketle sarılı şaşırsada hemen karşılık vermişti sarılmasına.

-  Bence sarılmanın verdiği sıcaklığı hiçbir şey karşılamaz.

Siyahlının boğuk çıkan sesiyle çıkan bu sözleri üzerine sarılı olan gülümsemiş ve daha sımsıkı sarmıştı kollarını, asla bırakmak istemezcesine..

Gecenin soğuğunda ne kadar süre o hâlde kaldıklarını bilmeden birbirlerinin sıcaklığıyla ısındılar.

Ve ilk çekilen siyahlı olmuştu. Zira sarılının kendisini asla bırakmayacağını biliyordu.

- Ay ışığına gidelim mi? Yüzündeki yıldızları izlemek istiyorum.

- Böyle bir teklifi reddetmeyeceğimi biliyor olmalısın bayım.

- Biliyorum, fakat piyano çalmana engel olmak istemediğim için sormak istedim sadece.

- Parmaklarım henüz çalmak için hazır değil ve de tuşlardan biri hâlâ eksik..

Siyahlı olan hemen sarılının parmaklarını ellerinin arasına almış ve yaralarına bakmaya başlamıştı. Siyahlının bu endişeli olan hareketi hoşuna giden sarılı, kocaman gülümsemiş ve ânın verdiği fırsatı kaçırmamak için parmaklarını hemen siyahlının parmaklarına geçirip;

- Hadi gidelim. Yıldızlarım sönmeden.

Bunun üzerine siyahlı, küçük olanın parmaklarını parmaklarına geçirerek sıkıca kavramış ve ay ışığının yolunu tutmuşlardı. Karanlığın ve gecenin sessizliğini dinleyerek, hızlı adımlarla binanın çatısına ulaştılar.
Duvarın üstündeki yerlerini aldıktan sonra birbirlerine bakarak tekrar özlem giderdiler.

- Sana nasıl seslenmemi istersin bayım? Zira isminize ulaşmak hâlâ zor gibi gözüküyor.

"Aslında zor değil..Çok yakın." diye fısıldayan siyahlıyı duymamıştı sarılı olan.

- Sen bana nasıl seslenmek istersin peki?

- Bana bırakıyorsun yani?

- Neden olmasın? dedi gülerek büyük olan.

- Ya güzel bir isim bulmazsam?

- Benim için en uygun olanı bulacağını biliyorum.

- Evet. "Gece."

- Efendim?

- Sana "Gece" diye seslenmek istiyorum.

- Nedenini sormayacağım, çünkü fazlasıyla net.

- Beğendin mi peki?

- Çok.

Bu konuşmanın üzerine biraz sessizlik serptikten sonra sarılı olan hilal şeklini alan aya bakarak tatlı tatlı gülümsemeye başladı. Siyahlı olan karşısındaki küçüğün aklına ne geldiğini merak ettiğinden sorup sormamakta kararsız kalırken küçüğü merakını anlamış olacak ki yüzünü siyahlıya çevirerek;

- Gece, düşünsene oturduğumuz duvardan hilalin kuyruğuna merdiven dayayıp aya çıktığımızı.

- Çıktığımızda asla inmek istemezdik sanırım.. Dünyaya tekrar geri dönmek.. Gerçekten hiç istemezdim. Merdivenide aşağıya fırlatırdım. Artık nereye düşerse.

- Oraya gittiğimizde asla yanından ayrılmazdım. Mesela 1-2 saat sonra ayrılacağız. Ve nereye gideceğini bilmiyorum.

- Beni takip etmeyi düşünüyorsun değil mi?

- Evet.. Sanırım sana anlayış konusunda fazla tolerans gösterdim ama.. Eğer takip edersem izini kaybettireceğini biliyorum. O yüzden kendimi yormayacağım.

İkisininde bu kısacık zaman diliminde birbirlerini bu kadar iyi tanıması bazen korkutucu gelmiyor değildi.

- Gece.. Sana dair bildiğim tek şey seni sürekli görmek istemem ve seni özlemem.

- Hiç arkadaşın yok mu?

- Yalnız olduğumu söylemiştim.

- Senin gibi birinin arkadaşı olmaması imkansız.

- Neden? Arkadaşım olmak ister misin?

- Eğer..Her neyse..Benimle arkadaş olmak istediğine emin misin?

- Gerçekten çok gizemlisiniz bayım.
dedi sarılı genç gülerek. Ve bir şeyi çözmek istercesine siyahlının yüzüne dikti gözlerini. Dikkatle yüzünü incelerken siyahlı olan daha fazla dayanamayıp yüzünü eğmişti.

- Gece.. Bana güvenebilirsin demek isterdim sana ama bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Arkadaşın olmamı istemiyorsan bile bir kimsen olmama izin ver.

Ve bir sessizlik çöktü geceye..
Ve ayağa kalktı gece..

- Üzgünüm Felix gitmem gerek. Yarın geleceğime emin olabilirsin.

Ve arkasına bakmadan hızlı adımlarla aşağıya indi. İndikten sonra derin derin nefes alıp, küçüğün ona yetişmesini bekledi. Sinirlendiğini biliyordu çünkü. Tam da tahmin ettiği gibi Felix'in nefes alış verişlerinden sinirli olduğu anlaşılıyordu fakat birazdan sakinleşeceğine emindi. Küçüğün bu sinirlerini kontrol etme huyuna fazlasıyla hayrandı.

Seri adımlarla binadan çıkıp etrafına bakındıktan sonra sarılının;

- Sanki seni takip etsem izini kaybetmeyecekmiş gibi hissediyorum.
demesiyle olduğu yerde kaldı. Yavaşça arkasına dönerek karşısındaki çocuğa baktı. Sönük ay ışığında bile fazlasıyla güzeldi. Sarılı genç siyahlının yanına geldikten sonra;

- Eğer seni takip etmemi istemeseydin, beni aşağıda beklemezdin. Ve sen giderken genellikle iki elini de cebine koyarsın. Ama bugün sol elin dışardaydı. Bu tut elimi birlikte gidelim demek oluyor değil mi?

Gece küçüğün sakin ses tonuyla söylediği bu sözlere sadece gülümseyip kafasını sallayarak onay verdi.
Ellerini bugün ikinci kez birleştirdikten sonra karanlığın sesini dinleyerek sessiz bir yürüyüşe çıktılar. Yaklaşık 26 dakikalık bir yürüyüşün ardından siyahlı olan geldiklerini belirtircesine adımlarını yavaşlattı. Geldikleri yer ormanın derinliklerinde ay ışığının gösterdiği kadarıyla terkedilmiş görüntüsü olan ama aynı zamandada içinde yaşam belirtisi olan büyük bir evdi. Evin büyük kapısı önünde durduklarında siyahlı;

- Seo Changbin.. İsmim Seo Changbin. Evime hoş geldin Lee Felix.

- O sen miydin?

━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━

"Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz."

-edip cansever-

-dea | -changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin