Yaşayamadıklarımız mahkûm etti bizi

266 8 1
                                    

Bizi yaşayamadıklarımız yargıladı hep. Yaşayamadıklarımızı aldık büyüttük içimizde. Birlikte yaşadığımız ve beynimize kazıdığımız 'anılar', geleceğe dair beslediğimiz ve kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz 'umutlar', büyüyen hayal kırıklıklarının arasında kaybolup gitti.

Elimizde olsa neler yapardık oysa...

Bu aşkı kentin her kaldırım taşına yazmaz mıydık? Bir parkın banklarında otururken ayaza kesmiş bedenlerimizi aşk sözcükleriyle ısıtmaz mıydık? Kalplerimizi bir martının kanadına yükleyip denizin üzerinde süzülmesini izlemez miydik birlikte?

Hiç gelmeyecekmiş gibi özlemez miydik birbirimizi? Ya da yan yanaymış gibi yaşamaz mıydık o mutluluğu?

Dudağımız dudağımıza, tenimiz tenimize değerken binlerce yıllık dillendirilmiş aşklardan o eşsiz hazzı içimizde duyumsamamayı da bilirdik biz... Kavga edip geceyi içli şarkılar dinleyerek geçirmeyi de...

Yaşayamadıklarımız mahkûm etti bizi... En ağır cezalara çarptırıldık.

Birbirimize tutsakken başka hapislerde çürümeye yüz tuttuk. Başka başka sürüngenlerde hiç bitmeyecek gurbetleri yaşadık. Müebbet bir yalnızlıktı bizi bekleyen. Üstelik savunmamız bile alınmamıştı. Bir tek kelime edemeden kestiler hükmümüzü.

Düştüğümüz uçurumların dibinde gökyüzünün ne kadar uzak olduğunu görüp şaşırdık. Oysa birlikteyken gökyüzü o kadar yakındı ki bize, kendimizi bulutların üstünde yürüyor sanırdık.

Şimdi, dünyanın bu en adaletsiz mahkemesinde, yaşayamadıklarımızın bizi yargıladığı bu mahkemede, söz alma sırası bende.

Bi' aşk yaşamak ne zaman suç oldu? Hangi yasa bir aşka ölüm cezası biçebildi? Hangi savcı aşkın yanlışlığını iddia edebildi?

Hangi hakim kalemini kırıp 'aşkın ölmesine' karar verebildi? Bu mahkemeyi, savcıyı, hâkimi, hepsini reddediyorum. Ben 'anı'ların peşinden koşmaya devam edeceğim. Aşkı bütün hücrelerimde yaşamaya, seni sevmeye, ağlamaya, gülmeye seninle devam edeceğim. Seni seviyorum.

Hep 17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin