Biliyorum, çok şey söyleyecektin bana. Hayatının sırlarına ortak edecektin beni. Kendini anlatacaktın, özlemlerini, beklentilerini, nasıl yaşadığını, meraklarını... Ama sustun.
Sen anlatacaktın, ben dinleyecektim. Hiç bıkmayan bir dinleyici olacaktım. Ne kadar konuşursan, o kadar mutlu olacaktım. Ağzından çıkan her cümleyi büyük bir açlıkla içime çekip, beynimin bir köşesine kazıyacaktım. Ve sonsuza kadar çıkmayacaktı oradan. Ama sustun.
Rakı şişesinde balık olacaktık, her kadeh şarapta Ömer Hayyam'ı anacaktık;
"Duru sudan daha temizdir benim sevgim,
Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim.
Halden hale girer başkalarında sevgi,
Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim."
Ama sustun.
Hayallerini anlatacaktın bana. Ben de seninle o hayalin ortasında olacaktım. Masmavi bir deniz bizi bekliyor olacaktı, yıldızlarla dolu bir gökyüzü. Ama sustun.
Bana aşkı anlatacaktın. Her kelimende ben sana daha çok aşık olacaktım. Tüm sözlerin kalbime işleyecekti. Gözlerimiz kapalı öpecektik birbirimizi, kokunla sarhoş olacaktım. Ama sustun.
Kelimeler tutuldu sende. Ben gözlerinle konuştum. Sen sustun, gözlerin söyledi gerçekleri bana. Ama konuşsaydın, ah bir konuşsaydın... Senin kıyılarına vurmuş, her vuruşta sana tutulmuş bir ben, ve karşımda sadece susan sen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hep 17
ChickLitve sen ne kadar küçük bulsan da aşkın yaşı 17 derler, ben sayende bugün 18'ime basıyorum. Hoşçakal.