Kalbim ne dediyse onu dinledim ben. Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi 'sen' diyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan, ışte öyle ıslattı beni aşkın. Öyle hazırlıksız yakalandım sana.
Seni beklemişim ben; kalbimdeki heyecanı, gözlerindeki sevgiyi, dudaklarındaki tutkuyu, ellerimdeki titremeyi, karnımdaki bitmek tükenmek bilmeyen kelebeklerin uçuşu. Hep sanaymış meğer. Ne sen beni bilirdin ne de ben seni; ama, bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın geldin karşıma. Işte o gün aşka dair ne varsa içimde seninle eriyip gitti. Çocuk oldum yeniden. Hani bıraksan, yemyeşil bir kırda bağıra çağıra şarkı söyleyip deliler gibi koşardım. Seni bulmanın sevinci öyle tarif edilemez ki sevdiğim; öyle vazgeçilmez bir duygu, öyle yepyeni ki.
Bazen bu sevinç, bu mutluluk korkutur insanı. 'Ne oluyor?' diye soramadan bir duygu selinin içinde bulursun kendini. Ama zaten aşk öyle birşey değil midir? Sorarsan, planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendini, bırak ki aşkın büyüsü sarsın seni. Kendini o eşsiz duygunun kollarına bırak; tut elimi, birlikte çıkalım bu yolculuğa. Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım. Kaygısızca yaşayalım aşkı, kalplerimiz birbirimiz için atsın, soluklarımız birbirine karışsın. Bir olalım seninle, bir bütün olalım.
Gidersen... Gidersen beni yok edersin sevdiğim. Gidersen ben sende kalırım, bir parçam da gider seninle. İnsan kalbi olmadan yaşayabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hep 17
ChickLitve sen ne kadar küçük bulsan da aşkın yaşı 17 derler, ben sayende bugün 18'ime basıyorum. Hoşçakal.