V

392 37 38
                                    


Jackson Wang - Made It


"Gitmek ister misin?"

Dudaklarını zorla dudaklarımdan ayırdı ve yanaklarıma bıraktığı hayalet dokunuşlar ile beni kendine doğru sürtünmeye zorladı.

"Nereye?"

Nefeslerim o kadar kesik kesik ve aralıksızdı ki dışarıdan gören insanlar metrelerce koşmuşum sanabilirdi.

Tanrım, Jackson'ın etkisi beni şaşkına çevirmişti.

Gülüşü karnımı gıdıklarken elleri belimdeki yerlerinden kayarak daha yukarıya ilerlediler ve sırtımda duraksadılar. Bakışlarıyla vücudumu süzdükten sonra gözlerimde durdu. Orada gördüğüm vahşi istek vücudumu kavururken beynimin kullanabildiğim son kırıntısı bana mantıklı düşünmem için yardım etti.

"Nereye istersen gidebiliriz, yeter ki söyle."

Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı kulaklarına sürterek fısıldadım.

"Benim evime gidebiliriz."

Jackson aniden geri çekildi. Yüzündeki ani değişime şaşırarak ona baktım fakat bakışları bende değildi. Koridorun sonuna doğru bakıyor, bir şeyleri anlamaya çalışıyordu.

"Bir sorun mu v-"

Beni çekip kollarını sertçe etrafıma sardı ve başımı göğsüne doğru bastırıp duvarla bedeni arasına sıkıştırdı.

Çelik gibi bir sesle, "Sana işaret verdiğimde buradan çıkıp gideceksin ve arkana bile bakmadan bu mekandan uzaklaşacaksın. Anladın mı?" diye mırıldandı.

"Anlamadım. Neler oluyor?"

Bana bakmadan arkasına döndü ve bakışlarını hemen önüne çevirip sertçe küfür etti.

"Zaman yok. Sadece git."

Bana diktiği gözlerinde konuyu irdelememem gerektiğini okuyabiliyordum. Kaşlarımı çattıysam da başımla onu onayladım. Arkasına dönüp çok kısa bir bakış attıktan sonra, "Bir dakika kadar burada bekle. Sonrasında ise arkanı dönmeden buradan git. Gidebilirsin değil mi?"

Başımla onu onayladım. Bana bakıp hızlıca gülümsedi. "Bugünü böyle bitirdiğim için üzgünüm, Anita."

Ben de ona gülümsedim. Hızla arkasını dönüp kalabalığa doğru yürümeye başladığında ben de dudaklarım aralık bir şekilde arkasından bakakaldım. Bir dakika demişti, bir dakika bekleyip buradan gitmem gerektiğini söylemişti.

Dudaklarım yukarı kıvrılırken elimdeki fırsatı değerlendirmem gerektiğini düşündüm. Hızla arkamı dönüp lavabolara doğru ilerledim. İçeri girip etrafıma bakındığımda bir kızın yerde bir şeyler içtiğini gördüm.

"İğrenç."

Yere attığı çantası ve ceketine bakıp düşünürken dudaklarımı çiğniyordum. Aklıma gelen bir fikirle üstümdeki ceketi çıkarttım.

"Bak, bu ceket orijinal bir marka. Sana vermem karşılığında kendi ceketini bana vermeye ne dersin?"

Kız bana baktığında gözlerindeki bomboş ifadeden kendinde olmadığını anlayabilmiştim.

"Üzgünüm."

Rızasını alamadan ceketimi bırakıp yerdeki ceketi üzerime geçirdim. Biraz dar olmuştu ama idare ederdi. Çantasına bakarken birden kendi çantamın oturduğumuz locada kaldığını hatırladığımda gözlerimi kapatıp sinirle kendime küfrettim. "Siktir."

Anita | Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin