Christina Perri - Sea of Lovers
XVI.
Anita Kim:
Cenneti, cehennemi ve arafı gezmiştim.
Ruhum parmaklarımın arasından gitmek üzereyken son anda tutmuştum elini.
Birbirine yapışmış gibi sızlayan kirpik diplerime rağmen gözlerimi aralamıştım. Bir süre gözlerim, etrafımdaki ışığa ve renk paletine alışamadı. Gözlermi birkaç kez kırpıştırıp, kuruyan dudaklarımı araladım.
Bakışlarım hemen yanımdaki sandalyenin üstünde gözleri kapalı duran Jackson'ı buldu. Yüzü çökmüş görünüyordu. Üstünde kan lekeleriyle dolu beyaz bir tişört, altında ise siyah dar bir pantolon vardı. Elleri, tırnaklarının altına kadar kurumuş kanla sarılmıştı. Saçlarında ve yüzünde ise yine kurumuş kan lekeleri vardı.
Göğsümdeki uzun zamandır stabil bir şekilde atan kalp hızlanmaya başladığında arkamda duran makinelerden tiz bir ses yükselmeye başladı.
Gözlerim anında dolmuştu. Yavaşça doğrulmaya çalıştığımda alçıdaki kolumu fark ettim ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Bakışlarımı ondan çekemeden yanaklarımdan akan yaşları sağlam elimle sildim.
O yaralı mıydı?
Makinedeki sesin hızlanması ile Jackson hızla gözlerini açtı. Bakışları bakışlarımı bulduğu an gözlerinden gözlerime akan tüm o duyguları içtim.
Bir an ne olduğunu çözememiş gibi bana baktıktan hemen sonra gözleri derin bir farkındalık ile hızla irileşti.
"A-Anita?"
Sesindeki umut ruhumu tüketmişti. Hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine bastırarak başımı salladım. Hızla yerinden kalkıp yanıma sokuldu ve dizleri üstünde yere çöküp sağlam elimi avuç içlerine aldı. Dudakları ellerimin üstünde geziniyor, gözleri akıtmadığı yaşlarla parlıyordu.
"Uyandın..."
İnanamıyor gibiydi. Ona içimdeki tüm duyguları akıtırcasına gülümsedim. Onu seviyordum. Onu özlemiştim. Onu çok özlemiştim.
"Seni özledim," dedim kırıklarla dolu sesimle.
Dudaklarından buruk bir gülüş döküldü ve gözlerinden kurtulup yanaklarından kayan yaşları gördüm. Gözlerini kapatıp elimi alnına yasladı ve titreyen omuzlarıyla bir süre öylece bekledi.
Sesimi çıkaramıyordum çünkü kalbim cehennemin ateşini tatmış bir şekilde kavruluyordu. Bakışları tekrar bana döndüğünde çöktüğü yerden kalktı ve dudaklarını alnıma bastırdı. Dudaklarını benden çekmeden kirpiklerimin üstünü, yanaklarımı ve dudaklarımı öptü. Dokunuşları bir tüyden daha hafifti. Ardından doğrulup titreyen ellerinden birini saçlarıma uzattı ve yavaşça okşadı.
"Ben doktoru çağırıp geleceğim," Fısıltısı kalbimi panikle doldurdu. Elimi kaldırıp elini tuttum.
"Gitme..."
Gözlerindeki savunma duvarının yerle bir oluşunu izledim. Benden saklamaya çalıştığı tüm duygular yoğun bir şekilde önüme döküldüğünde yutkundum.
"Tamam, gitmiyorum,"
Cebinden telefonunu çıkardı ve bir numarayı tuşladı. Birkaç saniyelik sessizlikten sonra telefonu kulağına götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anita | Jackson Wang
FanfictionBedenimde dolaşan parmaklarının izleri tenime birer birer dağlanıyordu. Başımı geriye atıp boynuma değen dudaklarının verdiği hisse odaklandım. 'Sadece rol yapıyorsunuz, Ae Sin. Kaptırma kendini.' Bulutlanan zihnime doğan bu düşünce ile bulunduğum a...