selam!!! fic icinde surekli bir kavga gurultu var, artik alismamiz gerekiyor boyle gerginliklere bastan uyarimi yapayim
gecen bolumde hemen uyudugum icin hic soru sormamisim, konusmamisim siz de yorum birakmamissiniz:(
bolum o kadar uzun ki artik oku oku bitmiyor, yorum yaparsiniz buradayim bekliyorum sizi, bolum sonuna da soru pasajlarimi birakiyorum
EN ALTTA ilk defa goreceginiz bir seksen bes arkadasimiz basimizin belasi, tom var ✍️
iyi okumalar
cp.6 "resmi tanışma"
•
"Günler oldu."
Felix, yorgun bir şekilde mırıldandığında, bileğine yasladığı yanağını çekmiş, yüzündeki izleri umursamadan gözlerini yanında oturan Fresha'ya çevirmişti. Fresha da arkadaşı kadar endişe içerisinde olsada onu sakinleştirmenin ilk önceliği olduğunu biliyordu. Göz altı morlukları, bayık bakan gözleri ve günlerdir midesine tek bir şey girmemiş olması onu endişelendiriyordu.
Güneşli bir salı öğleden sonrası, tüm kuş cıvıltıları, öğrencilerin mutlu bir şekilde kampüs bahçesindeki çimlerde rahat etmelerine rağmen o gün Felix, Fresha ve Minho tepelerinde oluşmuş yağmur bulutlarından arınamıyorlardı.
Minho beş dakika önce kampüs içerisindeki en iyi kahvecilerinden favori kahveleri ve küçük keklerinden satın alıp yemeleri için arkadaşlarının önüne koymuştu. Felix yeme konusunda ısrar edilmemesinin altını sertçe çizmiş, midesinin almadığını net bir dille belli etmişti. Minho üzerine gelmek istemiyordu. Bu görev tamamen Fresha'ya aitti. Yanına oturmasının sebeplerinden birisi de arkadaşına fark ettirmeden ağzına küçük kek lokmaları tıkamasıydı.
"Onu bulacağımızı biliyorsun." dedi Minho. Uzun kollu, siyah, ince tişörtünün içerisine parmaklarını saklamış, masanın üzerine koymuştu ellerini. Gözleri tişört kolundan hafifçe çıkmış parmaklarına bakıyordu ve önündeki kahvesinden sadece tek bir yudum almıştı.
Fresha sadece Felix değil aynı zamanda Minho için de endişeleniyordu. Minho bir şeyler sakladığında, suçlu küçük bir çocuğa dönüşürdü, aynı şu anda olduğu gibi. Yerini bildiğini düşünmüştü ilk başlarda fakat daha sonrasında bu ihtimali itmişti kafasından. Bir şey biliyor olsa, Felix'in gideceğini bilse de söylerdi. Onun bu şekilde çökmüş haline seyirci kalmazdı. Minho her ne kadar dili zorba bir çocuk olsada konuşmadan sadece hareketleri ve hissettirdikleriyle onları önemsediğini gösterirdi.
"Onu bulduğumuzda öldüreceğim." dedi Felix. Göz kapaklarını kapatmış, arkasına yaslanmıştı. Fresha ise yavaşça arkadaşına doğru kaymış, kafasını kendi omzuna dayaması için yardımcı olmuştu. Kendisinin de çok iyi olduğunu söyleyemezdi. Hyunjin'in cumartesi gününden beri kayıp olması büyük bir problemdi.
Felix'e evine gitmiş olabilir demişti fakat içine sinmediği için kontrol ziyaretine gitmişti ve Hyunjin orada değildi. Fresha tanıdıklarını devreye sokmasına rağmen, sosyal ağlarını kullanmasına rağmen hiçbir sonuç yoktu. Bu kesinlikle iyiye işaret değildi. Üstelik, salı günleri Hyunjin asla okula gelmemezlik etmezdi.
Salı günü onun favorisiydi. En sevdiği dersler vardı. En sevdiği öğretmeni vardı ve tabii ki en sevdiği aktiviteleri vardı. Bu bir ilkti. Bir yandan endişelerinin çoğalması, gittikçe daha çok bunalıma girmelerinin bir nedeni de buydu.
Minho derin bir nefesi dışarı bırakıp sakladığı parmaklarını ortaya çıkarmış, önünde duran kahveyi midesine göndermişti. Fresha ise sabırla konuşmasını beklerken, giydiği koyu gri rengindeki pileli eteğini düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young and wild
Fanfiction[tamamlandı] Kırdım, kırdın, kırdık ve kırıldık. Bir daha güvenemeyecek duruma gelene kadar. s | 21'