cp.12 "karanlığa sırt çevirmek"

732 90 116
                                    

merhaba!! yeni bolum geldi bolum sarkilarimiz burada, asagida not kismi var orada goruselim🧍‍♀️

sleeping at last- neptune
lewis capaldi- forever

cp.12 "karanlığa sırt çevirmek"

Chan, kafasını taksinin camına döndürmüş, akıp giden yol ışıklandırmaları ve kendilerini geçen arabaları seyrederken, omzundaki ağırlığı kalbinde taşındığını hissetmeye başlamıştı. Taksinin yerel kanalında, asla çalmayacak, eski bir şarkının melodisi geziniyordu. Sanki bir şeyleri önüne koymak istiyor gibiydi. Fark edilmek, sesini duyurmak istiyordu.

Verdiği yolun tarifi, kendi evine yürüyerek on beş dakikada gidiliyordu. Oldukça izbe bir sokakta, insanların tek tük yerleştiği neredeyse yıkılmak üzere olan binasına yanında ona yaslanmış olan çocuğu götürdüğüne hala inanamıyordu. Onun için hayal kurmak oldukça uzaktı. Küçüklüğünden beri, kurduğu her hayale küsmek zorunda bırakılmıştı. Yalanlarını hayatına doğruları olarak kabul ettirmişti. İyi davranmak nedir biliyordu fakat kötü davranmak daha kolayına gelmişti. Kimse ona neden kötü davrandığını sormamıştı. Onu hep bu şekilde kabul etmişlerdi. Chan için bu önemli değildi. Kabul görmek istediğini düşünmüyordu.

Felix ile tanışana kadar.

Felix, ona iyi davranılmasını bekliyordu. Gördüğü kötü muameleyi kabul etmiyordu. Daha açık konuşmasını, içinden gelenleri hissetmek istiyordu. Chan, bu zamana kadar yaptığı davranışların altında yatan sebepleri düşünme gereği duymamıştı. Yapıyordu çünkü, böyle olması gerekiyordu. Buna inanıyordu.

Felix ise ona farklı seçenekler sunmaya başlamış, ruhunu göstermek için en başından beri hazırda olduğunu fark ettirmişti. Kendisi farkında olmasa bile. Felix, en başından beri Chan'a çekiliyordu. Onu hedef haline getirmesi, ilgi beklemesi, ona verdiği ipuçlarından oluşuyordu. Chan, tehdit eden taraf olmasına rağmen Felix'den bu yüzden kaçmıştı. Kendisine veremediği cevapları, gözlerini kapatmış huzurla uyuyan çocuğa vermekten korkuyordu.

Annesi ile ilgili gerçekleri öğrendiğinden beri Chan ilk defa korkuyordu. Kalbini açmaktan, onu sakladığı yerden bulmasından, tekrar ayağa kalkamayacak olmasından korkuyordu ve biliyordu ki, Felix ona bu şekilde yaklaşmaya devam ederse kalkamayacaktı.

Bu yüzden çocuk onu tekmeleyeceğini ve kalkamayacağını söylediğinde Chan, onu onaylamıştı. Farkındaydı. İstememiş olsa bile, inkar etmeye çalışsa da, farkındalıklar yüzüne çarpıyordu. Artık görmezden gelemiyordu.

Annesi, Chan'ı doğurduğunda kocası dünyanın en mutlu adamı olmuştu. Bir çocuk dünyaya getiremeyeceğini bilmiyordu. Aynı annesinin bilmiyor oluşu gibi. Chan, birbirinden bir davette etkilenmiş iki insanın duyguları sonucu dünyaya gelmişti. İçinde aşk yoktu. Sevgi yoktu. Sadece tutku ve arzulardan oluşuyordu. Tek gecelikti.

Adam, kısır olduğunu öğrendiğinde, Chan iki yaşındaydı. Çocuğun gerçek babası ortada yoktu. Kadın inatla inkar etsede, doktordu. Ortada olan belgeleri saklamayı becerememiş, her şey için geç kalmıştı. Kadının başına gelen talihsiz olayla birlikte, dünyadaki yaşamı son bulurken çocuk esirgeme kurumuna düşmüş, tüm belgeleri yok edilmişti. Chan annesi ve babası belli olmayan kimsesiz bir çocuktu.

On beş yaşına gelirken, kurumdan aldığı doğum günü hediyesi, farklıydı. Ona bir kolye verilmişti. Annesine ait olduğunu bilmiyordu. Chan, bir kolyeye anlam yüklemiş, üstüne düşmüştü. Her şey hayalden ibaretti. Elinde bir delil yoktu. Hisleri ve hayalleri vardı. Öğrenmişti ki, anneannesi onu bunca zamandır takip etmesine rağmen ona sahip çıkmamıştı. Onun bir piç, annesinin ise orospu olduğunu söylemiş kapıdan kovmuştu. Chan ilk defa babasını o gün bahçede gördüğünü on sekiz yaşında öğrenmişti.

young and wildHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin