merhaba!! uykuya dalarsam diye riske atmak istemedim cok yorgunum gunlerdir dun atacaktim sizip kalmisim..
bu bolum sarkimiz
mehro-hideous 🧚♀️
iyi okumalar
cp.15 "soğuk koridorlar arasında"
•
Beyaz gömleğinin kollarını sıyırmış, parmakları saç derisini sertçe çekiştirirken dirseklerini siyah, yırtık dar pantolonu üzerine yaslamış, gözlerini yummuş bekliyordu.
Arkadaşı dakikalar önce acil müdahale için ameliyathanenin kapalı kapıları arkasına sürüklenmişti. Onu kucakladığı, Jisung ile göz göze geldiği ve arabasını nasıl kullandığını beyninde defalarca kere oynatırken burnundan aldığı soluklar yetersiz geliyor, dudaklarını aralamış olmasına rağmen hiçbir şey hissetmiyordu. Nefes alamıyordu ve kalbi sıkışırken yüzüne toplanan kan, vücut titremeleri ona yardımcı olmuyordu.
Cebinden çıkardığı küçük siyah cep telefonu ile arkadaşının numarasını tuşlayıp ona konum attığından beri hareket etmemişti.
"Minho?"
Duyduğu ses ile irkilirken kafasını kaldırmış, kimseyi görememişti. Bir ses, ismini tekrar ederken "Buradayım." dedi. Cılız, ondan beklenmeyecek kadar titrek bir ses tonuydu fakat Tom onu duymuş gibi koridor başında belirmişti. Hızla kendisine doğru gelen bedene karşı Minho ayaklandı.
Tom, uzun kollarını ona dolamak için uzattığı an Minho bu karşılamayı kabul etti ve Thomas'ın kolları arasına girip, onun kokusunu soluduğu an ağlamaya başladı. Hıçkırıkları boğazından çıkmak için debelenirken Tom doladığı kollarını sıkılaştırmış, varlığını olabildiğince hissettirmeye çalışmıştı.
Minho, saldığı göz yaşları ve hıçkırıkları arasında "Onu koruyamadım." dediğinde Tom, onun saçlarına dudaklarını bastırmış, "Geçti." demişti. "Geçti bebeğim. Kendini tutma."
Minho kendisini daha fazla serbest bıraktı. Tom, onun ağırlığını üstlendikçe Minho daha yüksek sesle ağlıyordu. Kendisini durdurmayı tamamen bırakmıştı. Nefes alamıyor, içini çektikçe daha fazla çekiyordu. Kesik kesik konuşmaları Tom'un duruşunu kaybettirecekmiş gibi bir hissiyat versede Tom o an güçlü olmak zorunda olduğunu biliyordu.
Minho bu şekilde dağılmışken onunla oturup ağlayamazdı. Kollarından kayıp giden gücü toplamalı, Minho'ya destek olmalıydı.
"Senin hiçbir suçun yok."
"Benim yüzümden Thomas. Benim yüzümden oldu. Onu koruyamadığım için oldu."
Tom, kollarındaki bedeni metal sandalyeler üzerine çekmiş, Minho'yu neredeyse kucaklayarak oturmuştu. Çocuk, göz yaşlarını onun boynuna akıtırken ve burnundan aldığı kesik solukları bırakırken Hyunjin'in durumunun kötü olduğunu düşündü. Minho'yu bu şekilde ağlatacak kadar kötü bir şekilde arkadaşına kimin zarar verdiğini bulup, cezasını çektirecekti.
Hyunjin zararsız bir çocuktu.
Tüm o deliliği ve ani çıkışlarına rağmen hatırlıyordu. Lise yıllarında, Felix bir grup motorcu çocukla takılırken ilgi görmüş olmasına rağmen onlara hiç yüz vermezdi. Kavgadan hoşlanmaz, yüksek hızlardan nefret ederdi. Güvenliğini almadığı hiçbir taşıtın üzerinde bulunmayı sevmezdi.
"Onu bu hale kim getirdiyse, cezasız kalmayacak." dedi Tom. Onun saçlarını öpüyor, sırtını sıvazlıyordu. Cebine uzanıp peçete paketini, Minho'ya ulaştırırken Minho yavaşça geri çekilip burnunu ve göz yaşlarını sildi. Ağlamaktan kızarmış, parlayan koyu kahverengi gözleri Tom ile buluştuğunda Tom uzanıp onu başından tekrar öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young and wild
Fanfiction[tamamlandı] Kırdım, kırdın, kırdık ve kırıldık. Bir daha güvenemeyecek duruma gelene kadar. s | 21'