cp.29 "yok olacaksın"

450 66 81
                                    


butun bir young and wild playlistini dinledigim bolumlerden biriydi yine de baglanti kismina birini ekledim adetimizdir diye

bugün han jisung için bir mum yakalım, onu o karanlıkta yalnız başına bırakmadığımızı hissetmesi için

iyi okumalar

cp.29 "yok olacaksın"

Söyleyecek hiçbir şeyi yoktu.

Etrafında dönüp duran konuşma balonları kendisine geldiğinde boştu. Yazar metinleri hareketlerini yansıtmaktan başka bir şey yapmazken suratı düzdü. Çizilmesi kolaydı. Titreşim; elleri ve bacakları etrafına yerleştirilmişti.

Karanlığın çöktüğünü hissediyordu.

Etrafındaki çizilmiş objeler yerini siyah ışığa bırakırken tek bir mumun alev almasını diliyordu. Görmeye ihtiyacı vardı. Hiçbir şeyin farkındalığını algılayamazken görme duyusunu kaybedemezdi. Hiç olmayan bir hayalin içine düşerken üşüyordu.

Han Jisung ağlıyordu.

Sessiz göz yaşları yanaklarından süzülürken nefes almıyordu. Kalp atımları yavaş, başındaki ağrıyan her bir nokta onu köşeye sıkıştırıyordu. Bal rengi gözleri açılmamaya ant etmiş gibi kapalıydı. Islak kirpikleri gözlerini kaşındırıyordu.

Direnmeye devam etti.

Algılarını açmayı reddetmeye devam etti. Gerçekliğe dönme korkusu her şeyin üstündeydi. Kendine bir karakter yarattı. Tozlu bir rafa konmuş çizgi karakterlerle dolu kitabı parmakları arasına aldı. Renksiz kapak açılmak için oradaydı.

Açmadı.

Gözlerini açmak, etrafına bakmak istedi.

Bakmadı.

Yapamayacağı her şeyi istemeye devam etti. Yıllar boyunca yapmadığı ne varsa karşısındaydı. Çocukluğu ona bakıyordu. Kısa boylu, çelimsiz bir çocuk. Üzerindeki kıyafetleri kir, pas içerisinde yırtık. Ayağında eskimesinden korktuğu boyası solmuş ayakkabıları.

Hesap sormaya korkar hale gelmiş bakışlarla yüzleşti.

Sürekli kaçtığı o gerçeklik karşısındaydı. Ona bakıyordu ve artık kaçamayacağını biliyordu. Konuşmasına gerek yoktu. Ona bakarken anlıyordu aklından geçen düşünceleri. Soruyordu ona, neden tek bir hayale bile tutunmasına izin vermediğini soruyordu. Neden çocukluğunu elinden aldığını, kurtulabileceği bir güne olan umudunu aldığını soruyordu.

O küçük çocuğa bakarken yok olan sessizlik içerisinde kendine gelen adım seslerini duyuyordu.

Cevaplamaktan korktuğu her bir soruyla karşı karşıya gelmişti. Açıklamak istiyordu fakat verecek cevabı yoktu. İnanmamıştı ki. Hiçbir zaman o adamın elleri arasından kurtulabileceğine inanmamıştı. Güçlüydü çünkü, o.

Kendisinin aksine emrinde binlerce insan vardı. Bu işler sadece parayı verip gitmekle bitmezdi. Gerçekçi olmak zorundaydı. O paranın sonunda ya o ölecekti ya da değer verdiği birisi. Bu yüzden en başında hayal kurmak istememişti. Oradan çıktığını düşünmek, özgürlüğünü elleri arasına almak istememişti.

Jisung daha önce hiç özgür olmamıştı.

Aklı başına geldiğinde, nereye düştüğünü anladığında çok küçüktü. Ailesiyle hiç tanışma fırsatı olmamıştı. Annesi onun büyüdüğünü hiç görmemişti. Okulu kazandığında birlikte sevinebileceği birisi yoktu.

young and wildHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin