rekor yorum almasi gereken bolumumuze hos geldiniz!!! cok fazla konusup bolumle araniza girmeyecegim sadece yorum istiyorum, satir aralarinda goruselim
bolum sarkilarimiz✨
matt maeson- dancing after death
girl in red- midnight love
the weeknd- hurt you
cp.14 "bileklerinde kelepçe"
•
Zor duruma düşmekten nefret ediyordu.
Hayatı boyunca ne yaparsa yapsın, tek başına başarmıştı. Sıkıştığı anlarda kendisini idare etmeyi bilmişti ve şimdi, kendisi için değil yanındaki oğlan için uzatılan eli tutuyordu.
Changbin, beyaz bir zarf içerisine torpido gözündeki parayı alıp Chan'a uzattığında, çocuk sadece "Borç olarak alıyorum." dedi. Changbin'in geri almayacağını ve istemeyeceğini biliyordu. Daha önce birçok defa kendisine teklif etmişti ve Chan ilk defa para almayı kabul ediyordu.
Yanında olan oğlana bakabilmek için.
"Seni bu şekilde göreceğim bir günün geleceğini biliyordum." dedi Changbin. Yüzündeki gülümseme bundan memnun olduğunu gösteriyordu. Chan ise onun aksine dudaklarını sarkıtmış, göz devirmişti.
"Onunla ne yapacağımı bilmiyorum." dedi dürüstçe. "Ben ittikçe bana doğru gelmeye devam ediyor ve değiştiğimi görebiliyorum. Halime baksana."
"Halinde ne varmış?" Changbin, arabasının kapısını kapatıp, kapıya yaslandığında kollarını göğsünde birleştirmiş, kaşlarını havaya kaldırmıştı. "Ben herhangi bir şey göremiyorum. Senin gördüğün şey ne?"
"Yapma Changbin." dedi Chan. Sinirli bir gülüş dudaklarında yer edinmiş, zarfı katlayıp arka cebine koymuştu. "Konu o olduğu zaman bir anım diğerine uymazken beni kandırmaya çalışma. Yemiyorum."
"Bunun kötü olduğunu sana düşündüren ne peki? Belki de hayatın boyunca Felix'i beklemişsindir ve şimdi o sana kendi isteği ile geliyordur. Olamaz mı?"
"Olmamalı." Chan'ın cevabı netti. Olmamalıydı. Başında o kadar bela varken bir çocuk için aldığı radikal kararlar her şeyi etkileyecekti. Başına kendisi yüzünden gelecek felaketleri görebiliyordu. Felix'in felaketi olmak istemiyordu. Kendi elleriyle onun sonunu getirme düşüncesi güzel değildi.
"Kendinden hiç taviz vermeyeceksin öyle değil mi?"
"Kendimden taviz verdiğimin farkındasın."
"Felix için evet." dedi Changbin dürüstçe. "Fakat kendin için? O çocuğa belki yumuşak davranmaya başlıyor olabilirsin. Kendine ne zaman yumuşak davranacaksın? Kendine haksızlık ettiğinin ne zaman farkına varacaksın Chan? Küçüklüğünden beri başına gelen şeyleri hak etmediğini, ne zaman kabulleneceksin?"
"Kendime yeterince yumuşak davranıyorum." dedi Chan söylenilenleri reddederek. Arkadaşının konuşması hoşuna gitmemiş, yüzünü buruşturmuştu. Bir noktada haklılık payı olduğunu biliyordu. Changbin, konu kendisi ve Jisung'un geçmiş yaşantısı olduğunda fazla hassas davranırdı.
"Hayır davranmıyorsun." dedi Changbin. "Hiçbir zaman da davranmadın. Hatta yumuşak bir tarafın olmadığını düşündüğüne bahse bile girerim."
"Bütün paranı alırdım o zaman." diyerek güldü Chan. "Size karşı yumuşak davrandığım anlar oldu. Fark ettim."
Changbin alkışlamış, "Aynen ben de bundan bahsediyorum." diyerek alay etmişti. "Bahsettiğim yumuşak tavrın bu olmadığını gayet iyi biliyorsun. İşine geldiği gibi laf çevirmede üzerine yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young and wild
Fanfiction[tamamlandı] Kırdım, kırdın, kırdık ve kırıldık. Bir daha güvenemeyecek duruma gelene kadar. s | 21'