cp.16 "kendi içinde savaş"

686 91 146
                                    

merhaba!! olaylar artik biraz daha yavasladi, soluk aldigimiz ve iliskiler uzerinde duracagimiz bolumlerdeyiz

bu yuzden gecis gibi hissettirebilir fakat degil ve oldukca uzun yine🧍‍♀️bu yuzden benim icin yorum yapabilirsiniz

bolum sarkimiz, dinleyin diye link de koydum

eden-crash

iyi okumalar🧚‍♀️

cp.16 "kendi içindeki savaş"

Chan, buluşmadan önce bir şeyler yemesi gerektiğini söylediğinde itiraz etmemişti. Arkadaşlarıyla olan konuşmaya bir anlam veremiyordu. O andan beri içindeki kötü histen kurtulabildiğini de söyleyemezdi. Neler döndüğünü algılayamayacak kadar kapalıydı zihni.

Durdukları yerde, bir şeyler atıştırıp motora tekrar bindiğinde bir hastane girişinden geçmeyi beklemiyordu sadece. Eve giderler diye düşünüyordu. Daha öğrenmediği olaylar karşısında nefesi sıkışırken içlerinden birinin zarar görmüş olma ihtimali bütün beynini kaplamıştı.

Minho, hastane kapısı önünde dikiliyordu.

Gözleri motordan inip kendisine doğru koşan sarı saçlı arkadaşındaydı. "Hyunjin mi?" diye bağırarak kollarından tutulduğunda Minho sadece başını salladı. "Tom seni bekliyor." dedi kendisini bırakıp içeri giren çocuğa.

Chan, motorunu park etmeden önce Felix'i girişte indirmişti. Minho hala olduğu yerde duruyordu. Gözleri Chan'ın arkasındaki bedendeydi. Hangi yüzle geldiğini anlamamıştı. Bu olanlar onun başının altından çıkmışken bu kadar cesaret oldukça fazlaydı.

Chan koluna sarılan parmaklarla kafasını arkaya çevirip Jisung'la göz göze geldiğinde Jisung "Bana yumruk at." dedi.

Gözleri koyu kahverengi halini almış, göz altları çökmüştü. Ağladığı kırmızı kılcal damarlarından anlaşabiliyordu. Chan anlam veremedi. Hyunjin ile en son birlikte olan kişi Jisung'du fakat hastaneye kaldırılmasında bir payı olduğu ihtimalini kafasında çoktan elemişti.

"Bekleme Chan!" dedi Jisung bağırarak. "Yumruk at bana!"

Chan birleştirdiği parmaklarını Jisung'un yüzüne sertçe geçirdiğinde Jisung sendeledi. Chan, savrulan bedeni tutmak için yöneldiğinde Jisung "Bir daha." dedi. Göz yaşları birikmişti. Dişleri alt dudağını sıkıştırıyordu. "Bir daha at."

"Jisung hayır." dedi Chan. "Atmayacağım."

"Atacaksın. Bana bir söz verdin. Sana güvenebileceğimi biliyorum. Vur şimdi."

Chan, yumruğunu alt dudağına geçirdiğinde Jisung dizleri üstüne çöktü. İçini çekip ağlamaya başladığında Chan yanına çöktü. "Senin hatan değildi." dedi.

"Benim hatam olduğunu biliyorsun. Her şey benim yüzümden."

"Ona isteyerek zarar verdirmeyeceğini biliyorum." dedi Chan. Biraz önce yumruk attığı eli çocuğun sırtındaydı. Jisung içini çekerken "Bizi gördü." dedi. "Kendimi durduramadım."

"Bazen sevdiğimiz insanlar bizim yüzümüzden zarar görebilirler Jisung. Bu onları ateşe atmak istediğimiz anlamına gelmez."

"Çok kötü dövdüler." dedi Jisung. "Hiçbir şey yapamadım. Benim de yumruk atmamı istedi. Attım. Berbat biriyim ben."

"Başka seçeneğin olmadığını biliyorsun."

"Bilmek yeterli gelmiyor."

Minho, bulunduğu yerde hareketlenip adımlarını yerde oturan ikiliye çevirirken biraz önce gördüklerini sindirmeye çalışıyordu. Geceye oranla, Tom ile konuşmalarının ardından Jisung'a olan öfkesinin önüne geçebilmeyi başarmıştı. Kendisi yerine Chan ona yumruk attığında işler yine değişmişti. Ortada dönen olayları öğrenmeden önce Jisung'a saldırmayacaktı.

young and wildHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin