2. Bölüm : Hastane

678 106 14
                                    

Merhaba arkadaşlar. Arkadaşımla birlikte yeni bir kapak tasarladım ve hemen 2.bölümü yazdım. Umarım okuma ve oy sayısı artar.
Medyadaki kız Eylül. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin lütfen. Keyifli okumalar! ☺

***

Kafamı kaldırıp baktıgımda, beni teselli etmeye çalışan kişinin Eylül'ün annesi Çigdem Abla oldugunu gördüm. Eylül'ü buraya getiren çocuk, demek ki benden önce Çigdem Abla'yı aramıştı. E tabii mantıklı olan da benden önce ailesini aramaktı. Zaten telefonunda "Babam" adlı kayıtlı bir numara yoktu. Çünkü babası 7 sene önce vefat etmişti.
Çigdem Abla'nın yüzüne bakıp sarıldım.

- "Kazanın nasıl oldugunu biliyor musun Çigdem abla ?"

- "Hayır bilmiyorum Derya'cım. Haberi alır almaz işten çıkıp buraya koştum. Eylül'ü odaya almışlar mıdır sence ?"

- "Ben en son ameliyattan sedyeyle çıkarırlarken gördüm; ama odaya almışlarmıdır bilmiyorum. Ben ameliyathanenin önünde beklerken seni göremedim Çigdem abla. Şimdi mi geldin yoksa bir yere mi gitmiştin ?"

- "Lavaboya gitmiştim canım. Hadi gel, daha fazla üzülmeden Eylül'ün yanına gidelim."

Çigdem Abla sandıgımdan daha sakindi. Sandalyelerden kalkıp danışmaya dogru gittik ve Eylül'ü odaya alıp almadıkları hakkında bilgi edindik.

- "Eylül Özsoy. 2.kat 486 numaralı oda." dedi danışman.

Çigdem Abla'yla birlikte heyecanlı bir şekilde Eylül'ün bulundugu odaya dogru yürüdük. Adımlarımız kısa ama hızlıydı. Tıpkı, hala düzelmeyen kalp atışlarım gibi.

Odaya geldigimizde Eylül hala baygındı. Serumunu baglayan hemşireye,

- "Kızım ne zamana ayılır acaba ?" diye sordu Çigdem abla.

- "Yaklaşık 1 saati bulur."

Çigdem ablanın yüzü tuhaf bir ifade aldı. Sessizce kulagına dogru egilip,

- "Bir şey mi var Çigdem abla ?" dedim.

- "İşte kimseye haber vermeden hızlıca çıktım. Patrona olanlardan bahsetmem ve birkaç gün izin almam lazım. İşimi 1-2 saate hallederim sanırım. Ben işe gidip patronla konuşsam, sen de Eylül'ün başında dursan olur mu Derya'cım ?"

- "Tabii tabii, olur Çigdem abla. Sen git gerekli iznini al. Ben buradayım. Önemli bir şey olursa seni ararım. Merak etme."

Çigdem abla gittikten sonra odadaki koltuga oturdum. Anneme haber vermem lazımdı. Hemen telefonumu çıkarıp annemi aradım.

- "Alo anne. Şimdi sana bir şey diyecegim, ama sakin ol tamam mı ?"

- "Ne oldu Derya ? Sana bir şey mi oldu ? Derya ne oldu ? Meraklandırma insanı söyle hadi !"

- "Eylül'e araba çarpmış; ama şu an da durumu gayet iyi. Ayagında ve dizinde kırıklar varmış. Şimdi ameliyattan çıktı."

- "Ahhhh ! Eylül ! Ay çok üzüldüm. Hastaneye gelmeme gerek var mı ?"

- "Yok anne. Şu an baygın zaten. 1 saate ayılırmış. Kırıkları dışında da önemli bir şeyi yok. Yalnız sana bir şey daha diyecegim. Çigdem abla birkaç gün izin almak için işe gitti. Ben diyorum ki onu hiç yormayayım. Nasıl olsa yarın okul yok. Bugün Eylül'ün yanında refakatçi olarak ben kalayım. Olur mu ?"

- "Çigdem ablan izin verecek mi kızım ? Hem yaşın tutacak mı ?"

- "Onu merak etme. Çigdem abla izin verdikten sonra yaş sorun degil. Anlaştık o zaman. Yarın sabaha kadar hastanedeyim."

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin