6. Bölüm : Tiyatro

395 64 32
                                    

Selaaam. +14 oy olduguna göre bugün yeni bölüm günüüü! Ve ve ve ve hikayemiz 1002 okuma olmuş. Hepsi sizler sayesinde. Okuyan/okumayan heeerkese çok teşekkür ediyoruuum.
Medyada Eylül'ün ve Derya'nın giydigi elbiseler var. Umarım begenirsiniz. Yazım yanlışlarım varsa da kusura bakmayın. Telefondan yazdıgım icin pek dikkat edemiyorum.
Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyiiin. Sizlerin oylarıyla bu hikaye yürüyor. Simdi keyifli okumalaaar. (((:
***

Bu mesajdan sonra ne hissetmem, ne yapmam gerekiyordu hiç bilmiyorum. Telefonu komidinin üstüne bırakıp kafamı ellerimin arasına aldım. Tarlası yanmış köylü gibi hissediyordum. 23 katlık apartmanının altında kalmış müteahhit gibi hissediyordum. Kalbim kırılmıştı. Çok hassastım. Bir mesaja aldanıp kalbim çok kırılmıştı. Yine yine yine... Hemen üzülmemem gerekiyordu. Belki yanlış yazmıştı Deniz. Senin yerine belki de sizin yazacaktı. Off bilemiyorum. Bunu Eylül'le konuşmadan çözemeyecektim. Şu an içeride yemek yiyor olmalıydı. Canım yemek yemek istemiyordu. Deniz'e olan hevesim kursagımda kalmıştı ve Eylül'le konuşana kadar rahatlayamayacaktım. Ondan habersiz de bir şey yapmak istemiyordum. Sonuçta bu hayattaki en yakın oldugum insandı. Bir an önce kendimi toparlayıp içeriye gitmem lazımdı. Yoksa Eylül ve Çigdem abla merak edeceklerdi. Salona sahte gülümsememi ve mutlu maskemi takarak girdim.

- "Geç kaldın bebegim."

- "Hee evet. Mesaj gelmişti de, ona baktım."

Eylül anladım bakışı attı. Hızlıca çorbamı içip, anayemegimi de yedikten sonra Eylül'le beraber odaya geçtik. Bunu ona anlatmam lazımdı; ama gün içerisinde Deniz'in ona yakınlaşmasından ikinci defa bahsediyor olacaktım. O, laptop elinde yatagında yatarken, ben konuya nasıl giriş yapacagımı bilmiyordum. Derin bir nefes alıp bir çırpıda :

- "Eylül sana bir şey diyecegim." dedim.

- "Asıl ben sana bir şey diyecegim Derya. Twitter'a baktım şimdi. Deniz mesaj atmış. 'Yarın akşam okuldaki salonda tiyatrom var. Okulumun adı Özel Ati Koleji. Müsaitsen senin de gelmeni istiyorum.' yazmış."

- "Aslında bende sana onu söyleyecektim. Az önce bana gelen bildirim oydu ve ben sofraya o yüzden geç kaldım."

- "'Senin de gelmeni istiyorum.' demesine mi takıldın yoksa ?"

O öyle deyince gözlerim doldu ve aglamaya başladım. Nasıl hissettigimi bilmiyordum ama içimden aglamak geliyordu. 1 hafta içinde bu çocuga nasıl bu şekilde baglanabilmiştim ? Bu ilk kez başıma geliyordu.

- "Tabii ona takıldım Eylül. Ben hastanede onunla karşılaşayım. Seni gördügümde hemen onu anlatayım. Birlikte türlü türlü sitelere bakarak onu bulalım. Sonra benim degil senin istegini kabul etsin. Cafede buluşunca muhabbetin %80'i seninle olsun. Şimdi de sadece seni çagırsın. Bu ne şimdi ? Senden hoşlanıyor Deniz. Adım gibi eminim."

Aglamaya devam ettim. Kendimi durduramıyordum. Bu kadar güçsüz olmayı da sevmiyordum üstelik. Kim isterdi ki zaten ? Eylül aglamamın kesilmedigini görünce sarıldı. O içgüdüyle ben de ona sarıldım. Ne olursa olsun Eylül'ün öyle bir şey yapmayacagını biliyordum. Ama Deniz'i daha yeni tanımıştım. Tanır tanımaz da aşık olmuştum. Nasıl birisi oldugunu bilmiyordum. Ben salya sümük aglarken Eylül egilmiş kafamı kaldırdı ve :

- "Şimdi bana bak Derya. O tiyatroya birlikte gidiyoruz ve bunları şu andan itibaren unutuyorsun."

- "Ama Eylül görmüyor musun senin istegini kabul edi-"

- "Bak, senin benim diye bir şey yok. Geçen gün nasıl benim hesabımdan benmişim gibi konuştun, her zaman öyle yapabilirsin. Hatta dur bak şimdi ne yapacagım." deyip Twitter dm kutusunu açtı.

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin