Merhaba arkadaşlar. Ygs'ye 2 gün kala yeni bir bölüm yazdım. Umarım begenirsiniz. Hikaye yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Bundan sonra hikayede çok degişiklikler olacak. Lütfen takipte kalın ve yorumlarınızı, oylarınızı eksik etmeyin. Bu arada medyada Eylül'ün ve Derya'nın giydiği kıyafetler var.
Şimdi keyifli okumalar. :)))***
Hayallerimi düşünürken, bir yandan da yemek masasına dogru yürüyordum. Masa 6 kişilikti ama ben Eylül'ün yanındaki sandalyeye oturdum. Çigdem abla çorbalarımızı koyarken,
- "Bugün çok yoruldum kızlar. Bir evin hem annesi hem babası olmak zor." dedi.
İçim bir tuhaf oldu. Eylül'ün babası 7 sene önce vefat etmişti. O zaman Cigdem ablanın da Eylül'ünde dünya başlarına yıkılmıştı. Birkaç ay terapistle görüşmüşlerdi hatta. 1 senenin ardından zor toparlanmışlardı.
- "Haklısın Cigdem ablacım ama hayat bu. Sen gülerken o sana osmanlı tokadı atabiliyor."
Elindeki kaşıgı agzına götürdükten sonra,
- "Şu olayları benzetme açına bayılıyorum Derya." dedi Eylül.
- "Bak seen bunları söyleyen de normal bir insan olsa bari."
Çigdem abla benim lafımı duyar duymaz,
- "A aa sen ne istiyorsun benim kızımdan zilli. Normal bir insanmış. Hıh. Sen kendine bir bak."
- "Anne deme ona öyle şeyler. O narin bir kız. Alınıyor hemen." dedikten sonra evin içi kahkahayla inledi.
- "Ya aman sizinle de bir şey konuşulmuyor be. Ellerine saglık Çigdem ablacım. Ben doydum, canım pek istemiyor zaten. Şimdi izin verirseniz odaya gitmek istiyorum."
- "Ne yapcaksın odada ?" dedi Eylül.
- "Sen biliyorsun ne yapacagımı Eylül." dedim.
- "Heee şu mesele. Tamam çık bende tabagımı bitirince gelirim."
- "Tamam bebegim." deyip odaya gittim. Odanın kapısını kapattıktan sonra koşarak yataga atladım. Eylül'ün yatagı Dünya'nın en rahat yatagı gibi hissediyordum. Kendi yatagımdan daha çok seviyordum ve açıkcası onlarda kaldıgım zaman bu yüzden biraz seviniyordum.
Laptopu açıp Twitter'a girdim. Hala istegimi kabul etmemişti. Belki daha girmemiştir diyerek kendimi avutmaya çalışıyordum; ama olmuyordu. İçimdeki o merak, o sabırsızlık rahat durmuyordu. Kendi hesabımdan çıkıp Eylül'ün hesabına girdim ve bu sefer Eylül'den istek yolladım. Allah'ım inşallah yanlış bir şey yapmıyorumdur. Eylül kızar mı ? Yok yok kızmaz, sonuçta sadece istek gönderdim. Ama ya kızarsa ? Of ne yaptım ben ? Şimdi istegi geri çeksem bile Deniz'e bildiri gitmiştir. Of...
Çigdem ablanın Eylül'ü odaya getirmesiyle kafamı laptoptan kaldırdım ve yanlarına gittim. Çigdem abla odadan gittikten sonra odanın kapısını kapatıp yataga, Eylül'ün yanına döndüm.
- "Bak şimdi sana bir şey söyleyecegim; ama kızmak yok !"
- "Kızmak yok dedigine göre kesin saçma bir şey yaptın; ama tamam bakalım söyle."
- "Senin hesabından Deniz'e istek yolladım."
Bir çırpıda söyleyip peşinde gözlerimi kapattım. Birkaç saniye Eylül'den ses çıkmayınca bir gözümü açtım. Agzının ve gözlerinin kocaman açık bir şekilde bana baktıgını gördüm.
- "Ne yaptın sen ? İnanamıyorum Derya, arkadaşlıgımız bitti nasıl yaptın bunu ?"
Arkadaşlıgımız mı bitti ??? Bu kadar tepki verecegini tahmin etmiyordum. Aglamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
ChickLitİki tane çok yakın arkadaş. Karşılarında son derece yakışıklı ve karizmatik olan dövmeli çocuk. Derya ve Deniz'in aşkı gerçek olabilecek mi ? Yoksa Deniz Eylül'e mi aşık ? Hepsi gelecek bölümlerde.