2]İLK

25.5K 1.5K 481
                                    

Merhabaa. Vallahi bölüm atmaktan yoruldum artık.

Nasılsınız?

Oy ve satır arasi yorumları ne yapıyoruz? Unutmuyoruz hdajkdkdkqq

Aşklar bir de şöyle bir uyarı yapayım. Yanlış anlayan olur diye korkuyorum. Korkut asla kadına şiddete meyilli biri değil. İhaneti bile kabullenemeyen biriyim böyle bir şeyi asla yazmam. Zaten bilen bilir diğer erkek karakterlerimi de... daha karakterleri tam tanımadınız ama bu tarz bir yorum alırsam gerçekten üzülürüm.

Neyse KEYİFLE OKUYUN ❤

🌻

Dakikalar, belki de saatler geçti. İki kız da sesini çıkartmıyor, Rüya karşısındaki tahtadan yapılmış dolabı izlerken Feride de yanına uzanmış gözlerini tavana dikmişti. Feride söylediği şeylere, Rüya’nın tepki vermemesi canını sıkmıştı. Güzel bir dedikodu yapacaklarını, köye dönüş yapan adamlar hakkında konuşacaklarını düşünmüştü ama Rüya’dan sebebini anlamadığı bir biçimde ses soluk çıkmıyordu.

“Rüya!” diye seslendi. Canı sıkılmıştı iyice. Genç kız duyduğu ismiyle beraber yerinden sıçrarken bakışları daldığı yerden ayrılmış arkadaşına dönmüştü. Onun buradaki varlığını bile çoktan unutmuş,  başka alemlere geçiş yapmıştı.

“Ne oldu?” dedi huysuz bir şekilde. Yerinden hareketlenip ayaklarını yere basarken arkadaşına bir şey belli etmemeye yeminliydi.

“Kızım onca şey söyledim sana. Hiçbir şey demedin. Neyin var senin?” diyen genç kız karyolanın üzerinde yan dönüp dizlerini biraz kendine doğru çekmiş, basma elbisesinin eteği de yukarı doğru sıyrılmıştı. Aklına bir şey gelmiş gibi aniden “Hih!” diye bağırdı. “Dediklerime hiç şaşırmadın da! Kız sen yoksa gördün mü adamları? Yakışıklılar değil mi?”

Rüya yatağının karşısındaki tahta dolabın yanına varmış, bir kapağını açıp raftaki tarağı eline almıştı. Hep yaptığı gibi canı sıkıldığında uzun saçlarını tarayacaktı. Saçlarını tararken biri okşuyormuş gibi hissediyor, mutlu oluyordu.

Okşuyormuş gibiydi… Kimse onun saçlarını okşamamıştı.

Tekrar yatağa dönerken ayaklarına değen soğuk canını yakıyordu. Eğer çorap giymemeye devam ederse bu ay ağır bir adet ağrısı çekecekti. Zaten o günleri kolay kolay atlatamıyordu. Bir de ayaklarından soğuk alırsa normalde çektiği ağrının iki katını çekiyordu.

Feride’ye cevap vermek için başını iki yanına onaylamaz anlamda salladı. Görmemişti, görse bile tanır mıydı emin değildi.

Korkut denen adam hapse girdiğinde kendisi on beş yaşındaydı ve daha öncesinde de o adamı pek görmüş sayılmazdı. Şu an görse tanıma ihtimali de çok azdı zaten. Köyde görmüş olsaydı eğer, diğer köylerden biri gelmiş der, geçerdi. “Görmedim Feride. Zaten niye köye gelmiş ki?” Bu soru aklından bir an olsun çıkmıyordu genç kızın. Gelmemesi daha iyi değil miydi?

Genç kızın içindeki sıkıntı gitgide artıyordu. Kesinlikle evden çıkmamalı ve o herifle denk gelmemeliydi.

“Vallahi bende bilmiyorum ama köyün halini görmeliydin Rüya. Herkesin suratı bembeyaz olmuştu korkudan.” Feride kıkırdasa da Rüya tepki vermeden yatağa oturup saçlarını ortadan ikiye ayırdıktan sonra omuzlarından aşağı sallandırdı. Feride Rüya’da bir değişiklik olduğunu fark etse de bir şey sormadı. Her zaman güler yüzlü olacak diye bir şey yoktu. Zaten kız öyle önemli şeyleri pek kafaya takmazdı. Muhtemelen baktığı hayvanlar yüzünden anasından azar işitmiş olmalıydı. “Kuzeninin ismi de Cüneyt’miş! Onlar köyden gideli çok yıllar olmuş. Annem deyiverdi.”

PÜRSEVDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin