Merhabaaa. Nasılsınız bebişler?
Aslında hiç aklımda yoktu bu bölüm. İçimden geldi vallahi. Siz de oylarını ve satır içi yorumlarınızı eksik etmeyin.
^^= Bu işareti koyduğum yerler ilahi bakış açısıyla yazılmıştır.
REKLAM: Geçmiş Değil adlı bir hikaye daha yazmaya başladım, göz atarsanız sevinirim. REKLAM BİTTİ LXJKVLKXVJX
Hatalarım varsa affola.
Sizi çok fazla tutmuyorum. Buyurun bölüme.
KEYİFLE OKUYUN💖
🌻
Duvarın dibine güçlükle çömeldim. Gözümden akan yaşları durduramıyordum. Bu hayatta defalarca kez istediğim şeyi, tekrar büyük bir yüzsüzlükle istemiştim. Bana inanmalarını, en azından bir defa da olsa beni dinlemelerini dilemiştim. Büyük hata ettiğimi bir kez daha deneyimlemiş oluyordum. Ailemin bana karşı hala ufacık da olsa bir umudunun olduğunu düşünmem çocukçaydı. Abimin salak yerine konulmasını istememem salakçaydı. Kendimi korumak istemem...
Bencilceydi.
Ellerim kulaklarımı buldu. Duymak istemiyordum. Benim için yapılmak istenilen iyilikleri, mutlu olacağıma emin oldukları kararları yaşamak istemiyordum.
"Ben size demedim mi bu kıza el kalkmayacak, kılına zarar gelmeyecek diye?" Korkut'un gür sesiyle yerimden sıçrarken Hakan abimin bedeni geriye doğru savruldu.
Ellerimi daha çok bastırdım.
"Karıma iftira atıyor! Hem... Sen kimsin ki? Daha bu kız bu evden çıkmadı haberin varsa... İstersem yüzünü dahi göstermem."
Korkut hayvani bir ses çıkardı. Onu artık gerçekten tanıyamıyordum. Gerçekten deli, hatta yaralı bir hayvan gibiydi.
Babamın uyarıcı cıklaması ise abime karşıydı. Bana kan kustururken Korkut'a boyun bükerlerdi. Güçleri kendilerinden daha yetersiz olanın üzerinde etkiliydi. El bebek gül bebek büyütülen Hakan abim bile Korkut'a yetemezdi.
"Karına iftira mı atıyor? Hakan..." Korkut'un bir anda sakinleşen sesiyle beraber merak, içime yayıldı. Sesi hiç tekin gelmiyordu ama şu an beni kurtaran da oydu. Eğer o gelmemiş olsa bana inanmayacaklardı. Hele abim... Elini bile kaldırmıştı. Bile'si fazlaydı, bana vuracaktı.
"İftira tabi... Sizler benim kardeşim yerinesiniz Korkut, sözlünün dediği laf mı? Kocamı bırak da onun diline hakim ol."
Derya yengemin oyuncu tavrına inanamazcasına baktım. Az önce o değil miydi, bana odada "onu kaybetmek istemediğini" söyleyen.
"Yemin ederim... Yemin ederim doğru söylüyorum Korkut." O an geçmiş umurumda bile değildi. Amacı intikam olabilirdi, her şey olabilirdi ama benim tek isteğim bir inanç kırıntısıydı. Birinin bana inanmasına ihtiyacım vardı. "Hani senle de duymuştuk sesi... Ormanda. Onlar yengemlerdi işte... İnan bana, ben iftira atmadım. O geldi dedi ki... Sana bir seçenek sunayım... Düğünden önce beni..."
Devam edemedim. Hıçkırıklarla kurduğum cümleleri anlamış mıydı, emin değildim. Duvarın pürüzlü yüzeyi sırtımı çizerken yerden onun yüzünü izledim. Bana inanması lazımdı. İnanmalıydı. Biri bana inanmalıydı.
Gözlerimiz birbirinden ayrılmadı. Ne hissettiğini yüzündeki ifadeden çıkaramıyordum. O sırada yine kolumdan hızla tutuldum. Yengem de yere çökmüş ağlıyordu. Anacığım ve babam sessiz sedasızdı.
Onlar bana karşı hep sessiz sedasızdı. Anam gerçekten ana mıydı? Bana o analığını yapabilmiş miydi?
"Yetti yalanın, dolanın! Evli kadının, karımın namusuna laf ediyorsan bu evde de yerin yok!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PÜRSEVDA
Short StoryPürsevda: Sevda dolu 🥂 🌻 "Hiç yemedin sen." "Yemiştim." Allah aşkına kızı iki saattir kesmese bu dediğine inanabilirdi! Bir kestaneyi daha Rüya'nın dudaklarına yasladı. Genç kız gözlerini devirerek ağzını açarken Korkut bilgiç bir tavırla "Arkadaş...