Aylar sonra merhabaaaaa...
Bölüm dün gelecekti ama uyuyakalmışım :(
Nasılsıniz, neler yapıyorsunuz? Hayat nasıl gidiyor?
Bol yakınlaşmalı bir bölüm oldu jxjekd
Wattpad biraz bozuk ama siz oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin 💖
Keyifle okuyun 🖤
🌻
Ilık ılık esen rüzgar, hayatımda ilk defa gördüğüm denizin üzerinden bana doğru esmeye başladı. Salık saçlarım usul usul omuzlarımı okşarken yanı başımda duran adamın kokusunu çok net bir şekilde duyuyordum. Kendine has bir kokusu vardı. Ne sürüyordu üzerine bilmiyorum ama babamın sürdüğü hacı mislerinden değildi. Daha hafif, insanın içini hoş eden bir şeydi.
Çenemi avcuma yasladım. Başımı Korkut'a doğru biraz daha çevirip onu izlemeye başladım. Erhan'la küçük bir tartışma içindeydiler. Ne konuda anlaşamıyorlardı hiçbir fikrim yoktu. Bakışlarımı simsiyah olan gür saçlarına değdirdim, sonra gözlerine, kemikli çenesine, gülen dudaklarına... Yakışıklı adamdı. Öylesine yakışıklıydı ki bu bazen beni hem yerin dibine sokuyor hem de heyecanlanmamı sağlıyordu. Duruşu, tavrı, davranışı... Her şeyiyle bambaşka bir dünyaydı. Kafasının içindeki düşünceleri anlayamıyordum. Bazen çok yakındık, bazen ise çok uzak. Beni sevdiğini söylüyordu lakin farklı bir anda içine hapsolan o güvensizlik, nefret duygusu ortaya çıkıyordu.
Ona aşıktım.
Görünüşüne değil, olduğu adama, merhametine, şefkatine aşıktım. Öylesine yüreği paktı ki... Defalarca kendimi bir gün ondan ayrı olarak hayal etsem de bunu yapamayacağımı sanki biliyordum. Bencilce onun bana sunduğu duygulara taliptim. Bir kadını, gerçek bir sevgiyle kuşatması ve o kadın, ben olduğumdan onurumu, kalbimi okşuyordu.
Derince iç çektim. Ne yapacaktım? Ondan hep kaçamazdım ki bu da pek olmuyordu. Son zamanlarda acayip heyecan duyduğum durumlar meydana geliyordu kalbimde. Nefes nefese kalıyor, istemsizce Korkut'u yatakta, kendi yanımda hayal ediyordum. Bu normal olmalıydı çünkü evli insanlar birlikte uyurdu. Peki benim derdim neydi? Niye bu normal şeyi deli dehşet istiyordum.
Derin bir iç daha çekmemle Korkut'un Erhan'da olan gözleri yavaşça bana doğru döndü ve aynı anda kaşları kalktı.
"Sıkıldın mı?"
Gözlerim konuşan dudaklarına düştü ve birazcık oraya baktım. Susamıştı galiba. Dudakları çatlamıştı.
"Rüya..." diye seslendi tekrar. "Ne yapıyorsun abinlerin yanında?" Sessiz sessiz fısıldamasıyla vücudumu ani bir telaş kapladı. Alelacele gözlerimi masaya doğru çevirirken bir rüyadan uyanmıştım sanki. Abim ve Cüneyt kendi aralarında konuşuyordu. Allah'tan benim halimi görmemişlerdi.
"Dalmışım." Önümdeki çaya uzanıp bir yudum aldım. Heyecanımdan kaynaklı olmalı ki yara yerlerim acımaya başladı. "Kusura bakma..."
"Neye daldın?"
"Öyle işte... Denizi falan düşündüm."
"Hım..." Dizimin üzerine elini koymasıyla çay bardağını daha sıkı kavradım. "Sevdin mi çayını?"
"Sevdim."
"Kalkalım mı artık? Geç oluyor..." Abimin konuşmasıyla Korkut'la birbirimizden koptuk.
"Erhan'ın yatma saati gelmiştir." dedi Cüneyt.
"Yatma saatim yok ki benim!" Telaşı yüzüme bir tebessüm yayılmasına neden oldu. O da sevmişti buraları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PÜRSEVDA
Historia CortaPürsevda: Sevda dolu 🥂 🌻 "Hiç yemedin sen." "Yemiştim." Allah aşkına kızı iki saattir kesmese bu dediğine inanabilirdi! Bir kestaneyi daha Rüya'nın dudaklarına yasladı. Genç kız gözlerini devirerek ağzını açarken Korkut bilgiç bir tavırla "Arkadaş...