Eşkiyaların Soygunu

29 2 0
                                    


Köydekiler uzun bir süre askerlerden korktukları için dağdakilere erzak götürememişlerdi. Erzaklarının çok azaldığını biliyorlardı. Köyden topladıkları un, bulgur, peynir, kayısı kurusu, fasulye, nohut, patates gibi gıdaları katırlara yükleyip sabahın alacakaranlığından yararlanarak yola çıktılar. Onlara ulaşmaları bir saatlerini almıştı. Erzakın gelmesi dağdakileri bir hayli memnun etti.



Dağdakiler yola yeni bir baskın yapmak için on gün kadar bekledikten sonra harekete geçtiler. Yolun kenarındaki yamacın üstünden aşağıdaki yolu izlemeye başladılar. Bir süre boş yola baktılar. Yamaçtan aşağıya doğru uzanan otlar, rüzgârın da etkisiyle yavaş yavaş sallanıyordu. İleride bir atlı arabanın kendilerine doğru geldiğini gördüler. Arabanın önünü kesmek için yamaçtan aşağıya doğru inmeye başladılar. Yamaçtan aşağıya bir grup atlının indiğini at arabasındakiler görmüştü. Onlar yamaçtan aşağıya inmeden oradan uzaklaşabilmek için arabayı çok hızlı sürmeye başladılar. Yoldan yükselen toz bulutu ortalığı kaplamıştı. Haydar atıyla önünde ilerleyen faytonun atlarının yanına geldi. Büyük caba ve gayret sonrasında atın yularını tutup arabayı durdurmayı başardı.



Arabanın içindeki zengin çiftin bütün yalvarmalarına rağmen elindeki paraları, ziynet eşyalarını aldılar. Mağaraya döndüklerinde paranın bir kısmını köylülere göndermek üzere ayırdılar. Kalan parayı da kendi aralarında paylaştılar. Herkes bir köşeye çekilip uyumaya başladı. Otlardan yaptıkları yataklar çok da rahat değildi. Bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyorlardı. Haydar uyuyamayanlardandı, onun derdi diğerlerinkinden daha farklıydı. Haydar, kardeşi Mehmet'in yattığı yerin yanındaki bir yükseltiye gelip oturdu. Mehmet "Ne oldu?" diye sordu. Kardeşinin bir sıkıntısı olduğu belliydi.



Haydar, "Gülizar'ı kaçırmam lazım babası onu bana vermez. Başka çarem yok, bana yardım eder misin?"



"Ben yardım ederim abi ama öbür arkadaşlar yardım eder mi bilmem."



"Yarın onlara da sorarız, bakalım ne diyecekler."



Haydar, Mehmet'in yanından kalkıp kendi yatağına gitti. Mehmet'le konuştuktan sonra sanki rahatlamıştı. Mağaranın bir köşesindeki ottan yatağının üzerine uzanıp uyumaya başladı.



Sabahın ilk ışıkları mağaranın ağzını aydınlatmaya başladı. İçeride ağır bir nem kokusu vardı. İlk uyanan Haydar olmuştu. Arkadaşlarına Gülizar'ı kaçırmak istediğini söyleyeceği için heyecanlıydı. Onların kendisini nasıl karşılayacaklarını bilmiyordu. Çok geçmeden kardeşi Mehmet de uyanmış, mağaranın kenarındaki kaynak suyunda yüzünü yıkıyordu.



Güneş köyde olduğu gibi etrafı ısıtmıyordu, sabahın erken saatinde hava bir hayli serindi. Mağaradaki yaşam, oldukça zordu. Hepsi ailesini çok özlüyordu. Kahvaltı yapmak için mağaranın bir köşesindeki odunları ocağın içine koyup yaktılar. Odunlar kor halini alınca üstüne çaydanlığı yerleştirdiler. Yerdeki kilimin üstüne sofra bezini serdikten sonra kahvaltılıklarını üzerine koydular. Herkes kahvaltısını yaptıktan sonra, Haydar konuyu açmak için köyden bahsetmeye başladı, arkasından da sözü Gülizar'a getirdi.



Haydar, "Biliyorsunuz arkadaşlar, ben Gülizar'ı seviyorum. Biz dağa çıktıktan sonra ailesinin onu bana vermesi mümkün değil. Kendisi de benimle gönül rızasıyla dağa gelmez. Ben Gülizar'ı kaçırmak istiyorum," dedi. Herkes şaşkınlıkla onun yüzüne baktı. Şaşkınlıklarını üzerinden atanlar. "Askerler zaten peşimizde bir de kız kaçırma yüzünden bizi aramaya gelecekler," diye itiraz ettiler.



"Kardeşim Mehmet de bana yardım edecek. Arkadaşlar bana yardım etmek isteyenler benimle birlikte gelir, istemeyenler yardım etmek zorunda değil." Eşkıyalardan yaşı en büyük olan Cemal, "Elbette sana yardım etmek isteriz fakat kız kaçırma işine karşı çıkan arkadaşlar da haklı. Zaten jandarma yola yapılan baskınlar nedeniyle bizleri arıyor. Bir de bu yüzden jandarma peşimize düşecek," dedi.



Haydar, "Kimseyi bana yardım etsin diye zorlayamam," dedi. Bir süre suskunluk oldu. Aralarında birkaç kişi, "Sana yardım ederiz," dedi. Bir süre sonra çoğunluk yardım etmeyi kabul ettiği için hepsi beraber bu işi yapmaya karar verdiler.


Bizim Köyün Toprakları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin