Hapishane

68 3 0
                                    



Gülizar'ın iyileşmesinin ardından hapse girmesi çok uzun sürmemişti. Onun hapse girmesi, yakın akrabaları, köylüleri, çevresi ile eş dostun arasında çok iyi karşılanmadı. Bir gece toplanıp kasabadaki hapishaneden onu nasıl kaçırabiliriz diye plan yapmaya başladılar. Hapishanenin etrafında, içlerine yağız delikanlılarında bulunduğu üç kişilik grup gelip keşif yaptı. Tek katlı binanın duvarları boyasız bakımsız bir hali vardı. Binanın arkasında, yukarı da küçük demir bir parmaklık bulunmaktaydı. Keşif yapan grup "İki kişi atlarla gelip demirlere ip bağlayıp atlarla çekersek bu demirler sökülür ve Gülizar'ı buradan çıkartırız," dedi.



Köylüler yüzleri sarılı bir şekilde hapishane önüne geldiler. Kalabalık ve silahlı olduklarını göstermek için ön taraftan havaya ateş açtılar. Korkan dört gardiyan siper aldılar. Aralarından biri şok geçirip masanın arkasında kalakalırken diğer üçü karşı ateş açtı. Karakolun ön tarafından tüfekler sıkılmaya devam ederken Gülizar'ın bulunduğu odanın penceresinde parmaklıklara ip bağladılar, iplerin bir ucunu da atlara bağlayarak var güçleri ile ileri sürdüler, parmaklıklar yerinden söküldü. Hapishanedeki gardiyanlar ne oluyor diye arkaya doğru gelmek istedi, fakat arka taraftan sıkılan birkaç tüfek sesi buna engel oldu. Gülizar'ı bulunduğu hapishane hücresindeki pencereden olabildiğince hızla yukarı çekerek oradan uzaklaştılar.



Gülizar ve yanındakiler dağların arasından, vadilerdeki patika yollardan dik yamaçlardan yürüyerek Haydar'ın yanına ulaştı. Haydar karşısında karısını görünce heyecandan sanki kalbi yerinden çıkacakmış gibi oldu. Hızla karısına doğru koşarak ona sarıldı. Gülizar kocasının kendisini yaralı olarak bırakıp gitmesine kızmıştı. Onu görünce "Sen neden beni bırakıp gittin," diye sitem etti.



Haydar karısına, "Nerenden yaralandığını bilmiyordum seni yattığın yerden kaldırsam ikimizin de hayatı tehlikeye girerdi."



Gülizar beraber gelen köylülere dönerek, "Çok sağ olun yaptığınız bu iyiliğin karşılığını nasıl öderim bilmiyorum."



Onlar da hafif tebessüm ederek, "Siz iyi olun bize yeter. Bu işi bizim yaptığımız anlaşılmadan bir an önce köye dönmemiz lazım," dediler ve ayağa kalkıp yola koyuldular.



Haydar karısına, "Seni bir daha tehlikeye atamam." dedi.



Arkadaşlarına dönerek, "Can kaybı olmadan, bizi kimsenin tanımadığı yerlere gidip yerleşelim," dedi.



Grubun hepsi başlarını önlerine eğerek, "Haklısın başarılı olamadık. Böyle giderse canımızdan da olacağız."



Gülizar, "Ne zaman yola çıkarız?" diye sordu.



Haydar, "Hep birlikte yarın sabah burayı boşaltırız," diye cevapladı.



Eşkıyalar gruplar halinde bölgeden uzaklaştı. Haydar'la Gülizar Gürün'e doğru yola çıktılar. Saatlerce yol yürüdükten sonra bir köye ulaştılar. Köyün en zengini, çalışması için çiftlikte ona iş verdi. Üç yıl geçmişti iki oğulları oldu. Bir süre sonra Osmanlı devleti dağda bulunan eşkıyalar için af kararı çıkardı. Haydar karısını da alarak Malatya'ya döndü. Kendi köylerinin yakınında küçük bir mezrada bir tek odalı çok küçük bir ev, üç dönüm arazi, dört tane koyun alarak hayata yeniden başladılar.





Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 17, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizim Köyün Toprakları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin