(1 Yıl Önce)
Uykumdan çığlık sesleriyle uyanmıştım,ne olduğunu anlamaya çalışarak gözlerimi ovuşturmuştum.
Odamdaki alevleri görünce içimden bir siktir çekip hızla ayağa kalkmıştım.
Annem ve babamın yanına gitmem gerekiyordu. Tekrar çığlık sesi geldiğinde boğazım yırtılırcasına bağırmaya başlamıştım.
"Anne!Baba!"
Gözlerimden yaşlar akarken,ne yapacağımı bilemez şekilde odamda ordan oraya koşturuyordum.
En sonunda odamın kapısının önünde oluşan alevlere bakmıştım.Üzerinden atlayabilirdim.
Koşarak atladığımda tekrardan bağırmaya başlamıştım.
"Anne!Baba!Nerdesiniz?"
"Jeongin gelme buraya!"
Babamın sesini duyduğum gibi onların odasına doğru koşmuştum.
Dumanlar görüş alanımı kapatırken ağzımdan bir kaç hıçkırık kaçmıştı.
Anne ve babamın yatak odasının kapısında üzerinden atlayamayacağım kadar fazla ateş vardı.
Umursamadan kapıya koştum,onların ölmesine dayanamazdım.Eğer ölüceklerse ben de ölmeliydim.
"Geliyorum yanınıza!Dayanın! Lütfen!"
Boğazım bağırmaktan dolayı sızlarken,önemsemeden bağırıyordum.
"Gelme Jeongin!Yalvarırım gelme!"
"Anne!Lütfen lütfen dayanın!"
Bağırmamın kesilmesiyle odadan yüksek bir ses gelmişti.Dudaklarımın arasından bir çığlık kaçarken anne ve babama sesleniyordum.
"Baba!İyi misiniz?Cevap ver!"
Cevap gelmeyince,daha sesli ağlamaya başlamıştım.Onlar ölmüş olamazdı değil mi?
Kapıdan geçmek için kendimi hazırladığımda,omzumdan çekilmiştim.
"Bırak beni!Siktir!Kimsin sen!"
Kollarının arasından çıkmak için çırpınırken,bir yandan da bağırarak ağlıyordum.
"Ya bırak!Annemin yanına gitmem lazım! Ateşten nefret eder o! Babam onu sakinleştiremez bırak beni!"
Bağırarak ağlarken,ses tellerimin parçalandığını hissediyordum.
Aniden yukarıdan bir parçanın üzerimize doğru düşmesiyle,arkamdaki adam vücuduyla beni sarmıştı.
"Bırakman gerek diyorum sana anlamıyor musun!"
"Anne!Cevap ver!Anne korkuyorum!"
Sinirle arkamdaki adamı itlemiştim, ve hızlıca merdivenlerden odama doğru koşmaya başlamıştım.
Ölmem lazımdı,burada.
Odamın önündeki ateşlere bakıp ağlamaya devam etmiştim.
Dumanlar görüş alanımı kapatırken,nefesimin kesildiğini hissediyordum.
Ailemin ölüm ihtimalini düşündükçe içim daha kötü hale geliyordu.Ellerimle yüzümü kapatıp düşünmeye çalışıyordum.
Aşağıdaki adam yanıma gelince hızla geri geri gitmeye başlamıştım.Bu adam mı evimizi ateşe vermişti. Ailemin ölümüne neden olmuştu.
Her yer ateşken,mantıklı düşünemiyordum.
"Jeongin,yanıma gel"
Kafamı olumsuz anlamda sallayarak,bir adım daha geriye gitmiştim.
"Sikeyim,Jeongin gel buraya"
"Hayır!Ailem öldü! Onların yanına gideceğim"
Önüme büyük bir parça düştüğünde hafifçe sırıtmıştım. Adam hala bağırırken ne dediğini anlamıyordum.
Zaten çok geçmemiş nefesimin kesilmesi ve başımın ağrımasıyla gözlerim kapanmıştı.
(Yazardan devam)
Jeongin yere yığılınca,Hyunjin kaybedecek tek şeyinin karşısında ki çocuk olduğunun farkına vararak, canını yakan ateşleri umursamadan çocuğun yanına gitmişti.
Duman artık midesini bulandırdığında hızlı olması gerektiğini anlamıştı.
Yerde yatan bedeni kucağına alıp,evden çıkmak için uğraşmaya başlamıştı.
Evin her yeri ateşler içinde değildi. Belirli yerler yanıyordu,bilerek yapılmış gibiydi.
Zor bela dışarı çıktıktan sonra dışarıdaki kalabalığa göz atmıştı.
İtfaiye araçları ambulanslar ve gereksiz hiç bir işe yaramayan bir topluluk vardı.
"Jeongin!"
Bağırarak yanlarına gelen Jisung'a bakmıştı,ve yanında ki Seungmin'e
Bakışlarını onlardan çekip koşar adımlarla ambulansa ilerlemişti.
Jeongin'i ambulansa bıraktıktan sonra hiç bir şey demeden oradan uzaklaşmıştı.
İçindeki hislere şükrediyordu.
Gece öylece yatağında yatarken içini belirsiz bir his kaplamıştı.
Nedensizce Jeongin'in evine gitmek istemişti.Gittiğinde karşılaştığı görüntüyle kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu.
Düşünmeden dış kapıyı kırıp eve girmişti,ilk Jeongin'in anne ve babasının çığlıklarını duyup onları kurtarmaya gitmişti.
Ancak Jeongin'in çığlıklarıyla ve bağırışlarıyla bunu başaramamıştı.
Jeongin'in sevdiği,değer verdiği herkes Hyunjin içinde önemliydi.
Hyunjin bu yangının bir kaza olmadığından emindi.
Bunu kim yapmış olursa olsun Jeongin'in hayatı söz konusuydu.Konu Jeongin olduğunda gözü hiç bir şey görmezdi. Bunu kimin yaptığını bulacaktı.
Evine gittikten sonra bir şekilde Jeongin'in hangi hastaneye kaldırıldığını öğrenmiş,yaralarına pansuman yapmıştı.
(Ertesi gün)
Hyunjin hastaneye doğru giderken,bir yandan da bunu yapabilecek olan kişileri düşünüyordu.
En kısa zamanda o kişiyi bulup,en güzel cezalarını özenle üzerinde uygulayacaktı.
Hastaneye vardığında,danışmaya sormaya gerek duymadan yoğun bakım ünitesine gitmişti.
Jeongin'i gördüğünde,gözlerinin dolacağını hissetmişti.
Sevdiği,soluk teniyle öylece yatıyordu.Şakağında ve yanağında bantlar vardı. Buna rağmen çok güzeldi.
Jeongin'i biraz izleyip fotoğrafını çektikten sonra,Jisung ve Seungmin'in geldiğini görmesiyle onlara görünmeden ordan ayrılmıştı.
Selaammm
Bir günde iki bölüm oldu cosözps
Bu bölüm geçiş bölümü gibi bir şeydi
Açıkçası beğenmedim duyguları yansıtamadım gibi oldu.
Kaldırabilirim bölümü ama şu anlık yayınlamaya karar verdim
Beğenmediğiniz bir şey varsa yazabilirsiniz
Umarım beğenirsinizzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saudade' hyunin
AcakHyunjin,Jeongin'i çok seviyordu. hyunin/minsung/changlix/chanmin #hyunin-2