"Içerdeyim! İçerdeyim!"
"Burası temiz!"
"Sessiz ol gerizekalı!"
"Dikenli tel var burada!"
"Oğlum dikkat edin lan!"
Coby, dengesini kaybedip Cavendish'in evinin bahçesine yuvarlandığında çığlık atmamak için kendisini zor tutmuştu. Onun aksine mükemmel bir atlayış yapmış olan Usoop, kollarını demirlerin üzerindeki sevgilisine uzatarak onun inmesine yardımcı oldu. Bunu gören Coby, Rebecca'ya yardım etmek için öne uzanmış fakat genç kız onu fark etmeden atlamıştı.
Kızın ayakkabısını suratına yiyen Coby, kendini bir kez daha yerde yatarken buldu ve Rebecca, şaşkın bir ifadeyle ona döndü.
"Sen... iyi misin?""Harikayım...(!)"
Bartolomeo, elindeki poşetlerle zıplarken "Hadi, hadi!" diye bağırdı. Luffy, herkesten önce içeri girmiş ve etrafta koşturmaya başlamıştı.
Usopp:
"Cavendish'in odası ne taraf- Luffy, düzgün dur yakalanacağız senin yüzünden."Kaya, Usopp'u pek de takmayan Luffy ye bir bakış attı. Birinin evine akşam vakti gizlice girmenin iyi bir fikir olduğundan emin değildi fakat Usopp'a güveniyordu.
Bartolomeo, Cavendish'in odasını gösterirken sessizce onun peşinden ilerlediler. "Işte burası!"
Rebecca, kaşlarını çatarak "Sen onun odasını nereden biliyorsun ki?" diye sordu.
"Eh... şey... bir gün onu takip ediyordum ve..."
"Sapık!"
Usopp, poşetlerden birbirine dolanmış kabloları çıkarırken Kaya ona yardım etmek için yere çöktü. Coby, kolunu tutarak yanlarında bağdaş kurmuştu.
"Hadi bitmedi mi??"
"Hızlı bitmesini istiyorsan gel de yardım et gerizekalı! Hepsini senin için yapıyoruz zaten!" Usopp, Bartolomeo'ya öfkeyle baktı. Bunun üzerine yeşil saçlı genç oturup onlara yardım etmeye başlamıştı.
Bir kaç dakikanın ardından Bartolomeo, gülümseyerek geri çekildi. Kabloların üzerindeki minik lambalar "HAYAT GİBİSİN" yazacak şekilde dizilmişti.
"Işte oldu!"Usopp, son kabloları birleştirirken Bartolomeo bir taş aramak için ayağa kalkmıştı.
Her şey de o anda oldu.
Luffy, dolaşırken ayağı kablolardan birine takıldı ve Usopp'un elindeki lambalar fırlarken Kaya, elindeki düğmeye bastı. Bartolomeo, Usopp'un "Bekle!" demesine fırsat vermeden bulduğu bir taşı Cavendish'in camına istediğinden birazcık(!) daha kuvvetli fırlattı ve cam büyük bir gürültüyle parçalara ayrıldı. Cama yakın olan Rebecca kaçarken içeriden bir çığlık sesi duyuldu.Cavendish, beline kadar uzanan sarı saçlarıyla pencerede belirdiğinde Bartolomeo elleriyle lambaları gösterek bağırdı.
"İŞTE BENİM İÇİN ANLAMIN BU!"Cavendish, gözlerini şaşkınlıkla yerdeki farklı renklerde yanan lambalara çevirdi. Aşağıdaki manzara... tarif edilemezdi. Tıpkı Cavendish'in yüzündeki ifade gibi.
Rebecca ve Coby, bir köşeye çökmüş çığlık atmaya hazır bir şekilde bekliyorlardı. Luffy, takıldığı kablolara dolanmış çırpınıyordu. Usopp, onu kabloları ondan kurtarmaya çalışıyordu, Kaya ise şokla lambalara bakıyordu.
Yerde, Bartolomeo'nun gülümsemesi kadar parlak harflerle "AT GİBİSİN!" yazıyordu.
Cavendish'in şaşkınlığı yerini öfkeye bırakırken sarışın genç eline gelen her şeyi Bartolomeo'nun üzerine fırlatmaya başladı.
"At gibisin mi!? DALGA MI GEÇİYORSUN!?"