"Ben yaptım."Sarışın genç duyduklarını algılamaya çalışır gibi gözlerini kıstı. Ne demişti o? Sabo, yanlış duymuş olmalıydı.
Ace'in yüz ifadesini dikkatlice izlerken "Ne dedin?" diye sordu."Ben... ödevini ben aldım."
Sabo, ondan bir kaç adım uzaklaştı. Ace'in söylediklerine inanmak istemiyordu. Kendini sakin olmaya zorladı. "Neden?"
Işte, bu Ace'in cevabını vermeyeceği bir soruydu. Dudaklarını birbirine bastırarak başını eğdi. Söyleyeceği bir cümle ile her şeyi mahvedebilirdi.
"Ace, neden? Neden ödevimi aldın?"
Ace'in cevap vermesini beklerken Sabo, bir çok şey düşünüyordu. Belki de kendi ödevini unuttuğu için almıştı ama sonra pişman olmuştu ve derste göstermemişti. Hayır, bu Sabo'nun tanıdığı Ace'in yapacağı bir şeye benzemiyordu. Sabo'nun tanıdığı Ace... Sahi onu gerçekten tanıyor muydu ki?
"Bana cevap ver."
Ace'in yerinde başka biri olsaydı bir bahane uydurabilirdi. Fakat o böyle durumlarda aşırı geriliyor ve düşünme yetisini kaybediyordu sanki. Ne diye söylemişti ki??
"Çünkü... Çünkü okulda kalman gerekiyordu."
Neredeyse fısıldayarak konuşan gence karşı Sabo, kaşlarını kaldırdı. "Öyle mi? Nedenmiş?"
"Öyle gerekiyordu işte..." Tamam, Ace kesinlikle batırıyordu. Bunun farkında olmasına rağmen düzeltememek daha da berbat hissetmesine sebep oluyordu.
"Ace, bana düzgün bir açıklama yapmanı istiyorum. Lütfen."
Ace, bir anlığına gözlerini ona çevirdi ve anında pişman oldu. Onu daha önce hiç sinirli görmemişti.
"Eğer bugün okulda kalmasaydın başına bir şey gelecekti."
"Başıma bir şey mi gelecekti?"
"O kızla buluşursan-"
Sabo, sesini biraz yükselterek "Bunu nasıl bilebilirsin ki!?" diye sordu. Ace'in şu ana kadarki tuhaf davranışları aklına geliyordu.
"Tam cam üzerime düşecekken beni kurtarmak için oradaydın. Babamın evde olmadığını biliyordun. Eve giderken beni yine kurtardın. Üstelik evimin yolunu biliyordun, değil mi?"
Ace, oradan kaçıp gitmek istiyordu. Her şeyi belli eden bir gerizekalıydı.
"Ama nasıl? Söylesene tüm bunları nerden biliyorsun sen!?"
Artık bağırarak konuşan Sabo'ya karşı Ace, ne diyeceğini bilmiyordu. Bir suçu olmamasına rağmen o bağırırken kendini oldukça suçlu hissetmişti.
"Beni, beni takip falan etmiyorsun değil mi?"
Sabo, bu soruyu alay eder gibi sorsa da içindeki ciddilik belli oluyordu. Ace, başını kaldırarak onun gözlerine baktı. Yumruklarını sıkıyordu. Hadi ama ona her şeyi anlatamazdı ya! Yapmadığı bir şey ile suçlanmış olsa bile Ace bunu da yaparak her şeyi tamamen mahvetmeyecekti.
Ve yaptı.
"Rüyamda gördüm!" diye bağırdı. Sesini yükseltmesine karşın Sabo'ya göre güçsüz çıkıyordu. "Tüm bunları... Tüm bunları rüyamda görüyorum!"
Sabo, sinirlerine hakim olamayarak güldü. Gülüşü ilk kez içtenlikten oldukça uzaktı. Gülüşü ilk kez, Ace'in kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
Sabo, onun kararlı bakışlarının ardından gülmeyi kesti. "Ciddi misin sen?? Gerçekten... hah..."
Sabo, o an ne tepki vermesi gerektiğini gerçekten bilemiyordu. Şu ana kadar Ace, ona hep destek olmuştu. Sürekli onu güldürmeye çalışmıştı. Bir sıra arkadaşına sahip olmanın fena olmayacağını söylediğinde Ace, anında Law'u bırakarak Sabo'nun yanına oturmuştu. Resmini çizdiği gün Sabo'ya güzel olduğunu söylemişti. Ormanda kaybolduklarında sürekli bir şeyler anlatmış Sabo'nun bir an bile korkmasına izin vermemişti.