Siyah saçlı genç, "nereye düştüm lan ben" bakışları atarak havada uçuşan yastıklardan kaçmaya çalışıyordu.Ace:
"Laan durun!"Üzerine doğru gelen yastıktan son anda eğilerek kurtulurken, Yastık yatağın bir tarafında duran kırmızı saçlı gencin tam yüzüne yapışmıştı.
Kid, dudağını büzerek düşmesin diye sımsıkı tuttuğu yastığa hüzünlü bakışlar yolluyordu.Kid:
"Sağ ol Jewelry... Sayende ilk öpücüğümü normalde beyaz olması gereken ama kirden rengi belli olmayan, sevgili hemşiremizin değiştirmeyi inatla reddettiği yastığa verdim..."Jewelry:
"Kes sesini be! Orangutan kılıklı maymun!"Kid:
"Ne diyorsun sen be?! Ayı kılıklı yılan seni!"Ve tekrar havada uçuşan yastıklar...
Ace:
"YETER BE! Ben yaralı bacağımla bu her an bir yerlerden çıkan iplerle beni bağlayacakmış gibi duran ve beyaz duvarlarıyla psikolojimi bozmaya çalışan lanet revirde kalmak zorunda olmam yetmezmiş gibi sizin ergen ergen bağırarak yaptığınız yastık savaşına katlanmak zorunda mıyım lan?!"Bir süre sessizce Ace'e bakmışlardı. Sonra, ona korkunç bir gülümsemeyle "Evet zorundasın. Çünkü bizim arkadaşımızsın." bakışları atarak kaldıkları yerden devam ettiler.
Ace, somurtarak kollarını göğsünde birleştirdi ve gözlerini odanın bir köşesinde kitap okuyan sıra arkadaşına dikti.
Gözlerinden lazer çıkararak kitabı yakma planları işe yaramadığında morali biraz daha bozulmuştu.
Gözlerini yukarı çevirdi. Revirin beyaz olmayan tek yeri olan tavanın, havada uçuşan rengi tanımlanamayan yastıklardan daha ilgi çekici olduğunu düşünüyordu.
Birden bacağında hissettiği acıyla çığlık atarak bakışlarını tavandan ayırdı siyah saçlı genç. Tam bacağının üstüne düşmüş olan kırmızı saçlı genç ellerini kaldırıp "Ben masumum" bakışları atarken arkasında onu itmiş olan pembe saçlı kadın hafifçe sırıtıyordu.
Ace:
"Oha hayvan! Yaralıyım lan ben! Ağğh bacağım!!!"Kid:
"Ya hepsi Jewelry'nin suçu!!! Kankaağğğ iyi misiğğn?"Kid, dolan gözleriyle Ace'e bakarken Jewelry de endişeyle yanlarına gelmişti.
Jewelry:
"Çok mu acıyor?! Hemşireyi çağıralım!"Ace:
"Ambülans arayın! Ağğh! Vah vah! Bu gencecik yaşımdağğ! ÇOK YAKIŞIKLI ADAMDIM LAN YAZIK OLDUĞĞ!"Jewelry:
"Abartma lan."Ace:
"Aha beyaz ışığı gördüm! Daha yaşayacak günlerim vardığğ!"Beyaz, daha geçen ay yenilenmiş olan revirin kapısı sesli bir şekilde açılırken odadakilerin bakışları kapıya dönmüştü.
Sarışın genç, karşılaştığı manzaraya şaşkınca bakmaya başlamıştı. Ace, elini başına dayayarak dramatik bir şekilde kendini yatağa atmıştı. Kid, onu şiddetlice sarsıp ağlarken, aynı zamanda onu yastıkla boğmaya çalışan Jewelry'den kaçıyordu.
Law ise onları hiç takmadan kitabını okuyordu.Jewelry:
"Hİİ! CANAVAR!"Kid:
"Hepimizi ellerinden ateş topları çıkararak yakacak ve küllerimizi küvete doldurarak psikopat bir kahkaha eşliğinde banyo yapacak!"Ace, arkadaşlarının bu tavırları karşısında göz devirmişti. Onlara, Sabo'nun rüyasında gördüğü kişi olduğunu söylediği andan beri, bu iki zeki(!) insan Sabo'nun başka bir gezegenden onları yok etmek için gelen bir yaradık olduğunu düşünüyorlardı. Eh , Ace bir ara onlara katıldığını inkar edemezdi.