Kid'in gözlerini açtığında düşündüğü ilk şey hayatının en iyi rüyasını görmüş olduğuydu. Ardından kolları arasında yatan Law'u fark etmiş ve onun güzelliği karşısında donakalmıştı.Bir rüyada olmadığını algılaması bir kaç dakika sürmüştü ki dağınık siyah saçlarını teninde hissettiği sevgilisi bunu hiç de kolaylaştırmıyordu.
Bir eli yavaş hareketlerle Law'un sırtında dolaşırken, bir elini nazikçe saçlarının ucunda gezdirdi. Yapacağı ani bir hareketin her şeyi mahvedebileceğinden endişeleniyordu. Hızla inip kalkan göğsünün sevgilisini uyandırmasından korkarak ne kadar süre öylece durduğunu hatırlamıyordu.
Bir anda o günün haftasonu olmadığı ve okula gitmeleri gerektiği aklına geldiğinde bunu düşündüğü için kendini yumruklamak istedi. Sessizce ve dikkatli bir şekilde kolunu yandaki masaya uzatarak telefonunu eline aldı.
Okula geç kalmışlardı, birinci ders çoktan bitmiş olmalıydı.Okulu falan umursamadan sadece Law'a sarılarak öylece uzanmak istese de sevgilisinin derslere verdiği önemi gayet iyi biliyordu. Ayrıca, bugün matematik dersi vardı ve Law o dersi asla kaçırmazdı.
İç çekerek istemeye istemeye kollarındaki adamın bedenini hafifçe sarstı. Bir tepki alamamıştı. Ellerini Law'un sırtında gezdirirken eğilerek kulağına fısıldadı.
"Law.""Güzelim, uyan hadi."
Law'un bu tarz sevgi sözcüklerinden hoşlanmadığını biliyordu. Bu yüzden muhtemelen gözlerini açıp kendisine öyle seslenmemesini söyleyecekti. Ama Kid yine de onu sinir edecek lakaplar bulmaya devam edecekti, hep böyle olurdu.
Biraz sonra tıpkı Kid'in düşündüğü gibi Law, gözlerini açtı. Başını koyduğu yerden kaldırarak sevgilisiyle göz göze geldi. O uyku sersemliğiyle öylece bakınırken Kid onun gözlerinin rengine seranatlar yazabilecek kadar bayıldığını düşünüyordu.
Law'un durumun gerçekliğini algılaması Kid'de olduğu kadar uzun sürmedi. Yüzünü çok nadir görülen güzel bir gülümseme kapladı ve Kid'in dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı.
Geri çekilirken "Günaydın." diye mırıldandı.Kızıl saçlı genç şaşkınlıkla karşılık vermiş ve ardından onun da yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. "Günaydın, güzelim." diye yanıtladı ama genç adamdan ters bir tepki almadı. Aksine Law hafifçe pembeleşmiş yanaklarıyla "Saat kaç?" diye sordu.
"10'a geliyor. İlk iki dersi kaçırdık ama matematik öğleden sonra ona yetişebiliri-"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Law, kaşlarını çatmıştı ve oldukça şaşkın görünüyordu ama Kid ondan daha şaşkın olduğuna yemin edebilirdi. Verecek cevap bulamadan öylece ona baktığında Law hafifçe doğruldu.
"Böyle bir sabahta okula gitmek isteyeceğimi düşündün mü gerçekten?"
İşte şimdi Kid çok daha şaşkındı. "Ama, sen ders..." Law bu sefer sözünü dudaklarıyla kesti. Sevgilisini az öncekine benzemeyen sert bir öpücüğün içine çekmişti. Kid ona beceriksizce karşılık verdiğinde geri çekilerek ona baktı.
Kid'in öpüşmenin etkisiyle solukları hızlanmıştı. Kızıl saçları feci bir şekilde dağılmıştı ve bu görüntüsü Law'un çok hoşuna gidiyordu.
Law, gözlerini onun neredeyse saç rengine dönmüş olan yüzünde dolandırıp daha aşağıya, karın kaslarına çevirdi. Elini kaslarının üzerinde gezdirirken Kid'e utanmaz bir bakış attı.
Neredeyse dün geceki kadar cürretkardı. Kid'in dün geceyi aklından tekrar geçirirken yüzü daha da kırmızılaştı. Buna karşın dudaklarında çapkın bir gülümseme oluşmuştu.