(Ben geldim. Sıkıldım. Bölüm yazacam. Biterse salarım. Pazartesi-Salı günleri okuldayım. OKUL BAŞLIYOOOORRR💕💕)
-Günaydın. Dedi o da. Ses etmedim. Arkamı dönüp gittim. Okula girip sınıfıma gittim. Benden sonra Cha İjoo'da geldi. Midam yerinde yoktu. Jongchan önümdeydi. Başını geriye attı. Kafamı çevirip Baekho'nun masasına baktım. Müzik dinliyordu. Ayağımı uzatıp masasına vurdum. İrkilip kulaklığını indirdi.
-Midam?
-Bilmem. Kısa bir işim var deyip çıktı. Gelmedi hala. Dediğinde kalkıp sınıftan çıktım. Aklıma gelen bir fikirle az önce Somi'nin beni çağırdığı yere gittim. Sokağın başından baktım. Oradaydı. Somi ile bir şeyler konuşuyordu. Biraz daha yaklaşıp onlara en yakın ara sokağa girip duvarın köşesine saklandım. Onları dinledim.
-Git Somi.
-Artık abimle arkadaş değilsiniz.
-Yapamam!
-Nedeen?
-Git sadece.
-NEDEN NEDEN NEDEN? ABİMİN YÜZÜ İLK DEFA MI YARA OLUYOR? 3 YILDIR ARKADAŞLIĞINIZIN BİTMESİNİ BEKLEDİM BEN! ABİM ÜZÜLDÜ DİYE ADAM AKILLI SEVİNEMEDİM BİLE. ABİMİ YUMRUKLAMASINI BAHANE EDİP GELDİM BURAYA! ABİMİN YÜZÜNE NE OLDUĞU UMRUMDA DEĞİL. Seni görmek için geldim ben buraya! Diyerek Midam'ın göğsünü yumruklayarak hüngür hüngür ağladı.
-YARIN HANGİ BAHANE İLE GELECEM DİYE DÜŞÜNÜYORUM BEN! SENİ GÖRMEK İÇİN! SENİ GÖRMEK İÇİN! NEDEN? ÇÜNKÜ ARTIK ABİMLE ARKADAŞ OLMADIĞINIZ İÇİN SENİ SIK SIK GÖREMEYECEM! Dedi. Hala yumrukluyordu göğsünü. Midam kısa bir süre arkasını dönüp başını havaya kaldırdı. Sonra Somi'ye geri döndü.
-Git! Dedi. Somi bir milim bile oynamamıştı.
-GİT DİYORUM GİT! Diye şiddetle bağırdı Midam. O an zil çalmıştı. Midam'ın umrunda değildi. Ben de umursamadım. Bu sinema daha iyiydi.
-NEDEEEEEEEN? Diye çığırdı Somi.
-Çünkü seni sevmiyorum. SENİ HİÇ SEVMİYORUM.
-DAHA DÜNE KADAR SENİ SEVİYORUM DEMİYOR MUYDUN?
-YALAN SÖYLEDİM.
-UMRUMDA DEĞİL. BEN SENİ SEVİYORUM. Diye durmadan bağırdı Somi. Woaaah! Ciğerleri sönene dek ağlıyordu Somi. Gerçekten seviyordu.
-Abinle aramız açılsa da olmaz Somi. Yapamam.
-Neden böyle yapıyorsun bana? Neden kalbimi acıtıyorsun?
-Taewook ile aramı bozamam.
-SIÇTIĞIMIN TAEWOOK'U! NEDEN ONA GÖRE HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ Kİ?
-Çünkü ufacık bir ihtimal bile varsa, Wook onu yok eder. Sadece sen mi bekledin? 3 yıldır sadece sen mi uzaktan sevdin? Lise bitene kadar bekle sadece. Bekleyelim. Bu kadar da zor olmamalı değil mi? Dedi Midam. Haklıydı. Ufak bir ihtimal da varsa sinirimi bozduğu takdirde o ihtimali bozardım. Demek birbirlerini seviyorlardı. Peki. Midam'ın bu sadıklığını ödüllendirmek gerekirdi. Somi sinirle ellerini yanaklarına sürüp sildi göz yaşlarını. Sonra gitti. Midam elini duvara vurdu. Sonra çömeldi ve ağlamaya başladı. Derse gittim. Kapıyı açtım.
-Sang Taewook! TAEWOOK! Diye uyardı beni öğretmen. Koca bir adım atıp hocaya döndüm. Gülümseyip başımı yana yatırdım.
-Geç geldiğin için en azından özür dileseydin.
-İnsanlık hali. Dedim ve sırama oturdum. Burnundan soluyup derse geri döndü.
Bir kaç ders bitmişti. Öğle yemeğini geçmiştik. Çıkışa bir kaç ders kalmıştı. Ellerimi cebime koymuştum. Midam'a baktım. Somi'yi seviyordu demek ki. Sonra gözüm İjoo'ya kaydı. Durmadan notlar alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRUE ANGELS WOULD BE RUDE
FanfictionVücudu titriyordu. Yarı ölüydü şimdilik. Benim de üstümde kanlar oluşmuştu. Yavru köpek gibiydi. Ben ise şaşkın ve endişeliydim. Şaşırmış ve afallamıştım...