18

10 3 0
                                    

(Gülüşüne kurban olduğum güzel çocuk😍)

(1 Hafta Sonra)
O gün onu söyledikten sonra içimde biraz heyecan biraz yumuşama olmuştu. Cenazesi yakılmış, cenaze törenleri bitmişti. İjoo dün akşam evi baştan sonra yeniden dizeceğini söylemişti. O yüzden bugün okula gitmemişti. Sipariş ettiği eşyalar gelecek kurulum olacaktı. İkinci arabayı garajdan alıp İjoo'nun evine gittim. Kapıyı çaldım. Gelip açtı. Eşyalar gelmiş kurulum başlamıştı.

-Niye okula gitmedin?

-Yanında olayım dedim.

-Hayıııır...okula git de notlar al. Somra bana verirsin.

-Eyyh annen öldü artık ders çalışmana gerek yok. Dedim içeri girerken kapıyı kapadı. Arada kaldım. Gerilediğimde kapıyı tekrar açtı.

-Ben annem için çalışmıyordum ki ders çalışmayı seviyorum.

-Okula gitsem de uyurum değişen bir şey olmaz ki. Dedim. Tekrar içeri girerken kapadı kapıyı. Yine arada kaldım. Ama bu sefer gerilemeyip zorla içeri girip kapıyı kapattım.

-Woaaah! Bembeyaz. Eski mobilyalardan eser yok.

-Evet. Ferah hissettiriyor. Eski siyahlıktan eser kalmadı. Ah dur! Sana göstereceğim bir şey var. Dedi ve koşa koşa kutuya gitti. Bir şeyler çıkarıp yanıma geldi.

-Bak. Lavanta kokusu. Ev kokusu aldım. Çok güzel değil mi? Dedi. Ona bakıp gülümsedim. Bir insan ev kokusu aldığı için nasıl bu ladar mutlu olabilirdi ki?

-Evet. Çok güzel. Asmayacak mısın?

-Oraya çivi çaktırdım. En son asacam. Dedi. Gülümsedim.

-Efendim. Üst kattaki odaları tamamladık. Dedi çalışan. İjoo koltukta orutup kahve içen bayanlara döndü. Onları şimdi fark etmiştim.

-Teyzeler. Kahveleri bittikten somra yukarıyı temizleyebilirsiniz. Dedi. Sonra bana geri döndü.

-Taewook. Bu zarfı al. Benim onayım var. Gardrobumdaki elbiseleri de baştan değiştirecem. O yüzden eski kıyafetlerimi bağışlayacağım. Annemin Paju'daki yetimhanesine götürür müsün? Annemin vefatından sonra yetimhaneleri gezdiğimde en kötü durumda olan onlardı.

-Götürürüm. Buradaki iş bittikten sonra da beni bekle. Alışverişe beraber çıkalım.

-Hm! Diye beni onayladı. Kutuları ve zarfı alıp arabaya bindim. Bahsettiği yetimhanenin konumunu bana atmıştı. Oraya doğru gittim. Varınca yetkililerle görüşüp durumu açıkladım ve kıyafetleri bıraktım. Oradaki çocuklarla biraz oynadım. Artık bu çocuklar da mutluydu.

İjoo, annesinin vefatından sonra mirasın başına geçmişti. Annesi sandığımız gibi sadece İjoo'ya değil herkese çektirmişti. 3 avmdeki çalışanların ücretleri uzun süredir ödenmemiş ve tehtid altında bırakılmıştı. 2 okulda ağır cezalar uygulanmış, şiddet baş göstermişti. Tabii onlar da tehtide maruz kalmıştı. 2 yetimhanede de yaş fark etmeksizin çocuklar şiddet görmüş vücutlarına kemer izleri oluşmuştu. Ama onları tehtid etme gereği duymamıştı. Kısacası eli altındaki herkes şiddete maruz kalmış eziyet çekmişti. Dünyadan bir şeytan kaldırmıştık yani. İjoo çalışanların maaşı ve okul ile yetimhanedeki tadilatları nasıl karşılacağını düşünmüş yeni bir strese girmişti ki annesinin gizli para odasını bulmuştu. Burada tüm masraflarına yetecek kadar para vardı. Tabii İjoo hemen harekete geçmiş normal maaşlarının iki katıyla ödeme yapmış ve bol faizle ödemişti maaşları. Hemen ardından tadilatlar için harekete geçmişti. Bir hafta içinde her şeyi kalkındırmıştı. Babam onun bu başarısına hayran kalmıştı. Tabi ben de. Arabaya binip dönme kararı aldım. Herkesin kahramanı İjoo'nun evine varınca çalışanları uğurladığını gördüm. İçeri girdim. Çalışanlar kurulumu tamamlamış kadınlar temizliği bitirmişti. Ev mis gibi lavanta kokuyordu.

TRUE ANGELS WOULD BE RUDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin