(Çen benim bebeyimçin. Çeni yeyim yeyimmmmm😚😚😚😚)
Bunu söylediğimde kaşları çatılmış, ağlaması da aniden kesilmişti.
-Ne? Dedi. İnanmayacak bir sesle söylemişti bunu. Elimde rulo yaptığım dosyayı ona verdim. Alıp baktı. Kurcaladı. Her sayfada ağzı biraz daha açılıyordu. Beni beklerken oturduğu banka çöktü. Dosyayı elinden alıp yanına koydum. Önünde çömeldim. Boşluğa baktı. Kanı donmuştu.
-Babamı o öldürmüş. Öldürmüş. Babamın boynunu kesip poşete koyan oymuş. Avukatını da tehtid edip işkence etmiş. Oymuş. Bunların hepsini yapan oymuş. Dedi ve sustu. Gözleri doldu.
-Demek o yüzdendi. Amerika'ya gitmeden önce kiraladığı pompalı tüfek de beni öldürmek içindi. Önce babam sonra ben. Annem gerçekten sadistmiş. Ben-beni sevmediği için yapıyor sanıyordum. Acı çektirmekten zevk alıyormuş. Dedi. Ben ona bakıyordum. O da karşısında boşluğa bakıp konuşuyordu. Gözlerini kırpıştırdı. 3-4 damla yaş damladı elime. Sallanmaya başladı. Hafifçe sallandı. Sonra titrediğini anladım. Ceketimi çıkarıp omuzlarına örttüm. Sıkıca sarılıp okşadım. Isınmasını sağlamak için ne yapmam gerektiğini düşündüm. Tabi ya! Evi yakındı! Taşıdım. Evine gelince ona baktım. Gökyüzünü izleyerek sessiz sessiz ağlıyordu.
-İjoo. Şifre. Kapının şifresi.
-Huh?
-Kapının şifresi.
-3724. Dedi. Şifreyi tek elimle zorlana zorlana girdim. Kapı açıldı içeri girip bahçeye geçtim. Sonra diğer kapıya geldim. Aynı şifreyi denedim. Açıldı. İçeri koydum onu. Odasına götürdüm. Uzandı. Kalktım. Biraz su getirmek için gidecekken bana seslendi.
-Taewook.
-Efendim? Diyerek arkamı döndüm.
-Onu öldürelim. Öldürelim. Senin başını asla yakmayacağım. Ama annemi yaşatırsam ben ölecem. Onu öldürelim. Dedi. Ne olduğunu anlamıyordum. Böylece kabul edeceğini bilmiyordum.
-Tamam. İkimizi de yakmadan bu işi halledelim. Dedim. Sonra gidip su getirdim ve içti. Biraz kaldım yanında. Sonra mecburen eve geçtim. Tüm gece bir plan düşünmüştüm. Ama sanırım en sonunda bulmuştum.
Sabah uyanıp gerindim. Telefonuma mesaj gelmişti. Açıp baktım. İjoo'dan mesaj gelmişti.
Cha İjoo:
Hadi bugün okula beraber gidelim.Ben:
Neden?Cha İjoo:
Yarın deneme var. Sana biraz tüyo verecem.Ben:
Oooo!Teşekkür ederim. Ama ihtiyacım yok. Ben zenginim. İhtiyacı olan birini çalıştır.
Cha İjoo:
Peki. Yeonjin'i çalıştırayım.Ben:
Kaçta okulda olayım?Cha İjoo:
1 saat sonra burada ol.Ben:
Tamam.Diye yazdıktan sonra gidip hazırlandım. Babam beni görmüştü.
-Oğlum.
-Baba!
-Bu hafta sonu seninle beyzbol oynamaya gidelim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRUE ANGELS WOULD BE RUDE
FanfictionVücudu titriyordu. Yarı ölüydü şimdilik. Benim de üstümde kanlar oluşmuştu. Yavru köpek gibiydi. Ben ise şaşkın ve endişeliydim. Şaşırmış ve afallamıştım...