Açelya dan
Sabah gene savaşa gidermiş bir şekilde çalan saate lanet okudum ama Bobo tarafından uyandırılmaktan iyidir söylemeden üstümü giyinip aşağı indim.
“Oooo Bobo gelmedin uyandırmaya üzüldüm bak”dememle masaya yakın olan koltuğun yastığını yüzüme fırlatmışdı.Bu çocuğa ne oldu böyle.
“Lan sana ne oldu Tatlımı tatlı Bobo gitti bed boy Bora mı geldi” Bora kendini överek konuşmaya başladı.
“Herkez değişiyor eh yani bende değiştim alışın buna” bak bak bak pisliğe bak
“Ayyy kıçımmmm.Bak Bobo beyefendi seni alır ayaklarından tavana asar sallandırırım sonra o olmayan beynine kan gider”
Tam diğer koltuktaki yastığıda fırlatacakken son anda durdurdum.
“Hadi iş saati yaklaşıyor,çabuk yiyiyin”Zeynep tam bir anne gibi konuşunca gülmekten kendimi alıkoyamadım.
Evden sonunda çıkıp durağa doğru ilerliyorduk.Vardığımızda otobüse binip yol aldık.Bora herzamanki gibi yolun 30 dakika sürmesine rağmen uyumuştu.
Geldiğimiz için borayı uyandırdık ve otobüsten indik.Ama gördüğümüz şey pek iç açıcı değildi.Restorandın kapısının orada bir yazı yazıyor du yakınlaşıp yazıyı okudum.
Zeynep ile Boranın aynı anda sorduğu soruya cevap veremedim çünkü aşırı derecede üzülmüştüm.
“Satılık dükkan yazıyor”ne yani ekmek teknemiz satılmışmıydı hemde bizim gibi çalışanların haberi olmadan.Hem sadece bekleyenler biz değil diğer çalışanlar da bekliyordu ve ya şaşırıyor du.
“Ee şimdi napıcaz”diye soran boraya Zeynep “Yeni iş bulucaz”cevabını verdikten sonra gerisin geriye eve geri gelmişdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Koruyucu kelebeğim~✔️
Novela JuvenilHesap ile alakam yok, bu kitabı ise anı olarak bırakıyorum. Kimsede bu kadar iğrenç olan bir kitabıda okumaz diye düşünerek bu "Hesaptan" ayrılıyorum.