Ayrılık

1K 57 85
                                    

Sonunda eşyalarınız hazırdı. Valizinize bir kaç parça kıyafet ve sevdiğiniz bir kaç eşyanızı koymuştunuz. Kardeşinizin valizini de alıp ormana doğru ilerlediniz. Bir süre sonra Masky'nin tarif ettiği gibi bir göl buldunuz. Valizleri kenara koyup bir banka oturdunuz ve üç erkeğin gelmesini beklediniz.

Geldiklerinde valizlerinizi aldılar ve ormanın derinliklerinde kayboldunuz. Yürürken kardeşiniz yorulduğunu söyleyince onu kucağınıza alıp yürümeye devam ettiniz. Omzunuzda öylece uyumuştu. Sonunda varmıştınız. Sessiz bir yolculuk olmasına rağmen iyiydi. Çok büyük ve eski bir konaktı burası. Masky kapıya çaldı ve beklemeye başladınız. Bir süre sonra beyaz kazaklı ve yüzünde kocaman kesik olan birisi kapıyı açtı.

"Buda kim?"

"Seni ilgilendirmez Jeff, çekil şurdan."

Adının Jeff olduğunu düşündüğün kişi göz devirip kapıdan çekildi ve içeri girdiniz. Konağın içinin dışı ile hiç alakası yoktu. Oldukça güzel ve sıfır eşyalar vardı. Siz şaşkınlık içerisinde etrafınıza bakarken Toby sizin omzunuza dokunup yolu gösterdi. Biraz ilerledikten sonra oldukça uzun siyah ve üzerinde kırmızı bir boyayla çizilmiş daire ve içinde bir "X" işareti vardı. Masky kapıyı çaldı ve içeri girdi. İşte o uzun takım elbiseli adam oradaydı...

"Ah, görüyorum ki -____-'yı getirmişsiniz. Seninle sonunda tanışabilmek ne hoş. Ben Slenderman, ama bana Slender diyebilirsin. Memnun oldum, otursanıza."

"Teşekkür ederim bay Slenderman."

"Ne demek lafı bile olmaz."

"O zaman izninizle biz gidelim."

"Tamamdır. Evet -____- seninle konuşmak istediğim bir konu var. Muhtemelen kardeşinden bişeyler duymuşsunudr."

"Evet. Benim için planlarınız varmış."

"Doğrudur. Bak -____- sen zeki birisin, muhtemelen bugün okulunda sana bir şeyler söylemişlerdir ve proxylerimin dediğine göre kanını test etmişsin. Kanındaki o siyah yırtıcı şeye 'Slender hastalığı' deniliyor."

"Peki kötü bir yanı var mı?"

"Bakış açısına göre değişir. Bazıları çok korkar, bazıları çok sevinir."

"Bu hastalık tam olarak ne yapıyor?"

"Seni delirtiyor. Masky ve Hoodie'de de bu hastalıktan var ama onlar kontrol etmeyi başardılar. Yani demek istediğim eğer sende kabul edersen sana ve kardeşine burada bakacağız, sende sana verilen görevleri yapacaksın. Ne dersin?"

Şimdi, eğer kabul edersem Masky ve Hoodie gibi olacağım. Ama reddedersem de hastalık kontrolden çıkacak ve ölebilirim. Hayır bunu yapamam, eğer reddedersem ve ölürsem kardeşime kim bakar?

"Bay Slender, kabul ediyorum."

"Bunu duymak ne hoş -____-. Aramıza hoş geldin."

"Aramıza derken...?"

"Burada proxylerimden başka daha bir sürü kişi var. Her neyse, sana bir kaç soru sormamda bir sakınca var mı?"

"Hayır hiç yok buyrun lütfen."

"Pekala, kan görünce kusma, mide bulantısı, baş dönmesi gibi şeyler yaşıyor musun?"

"Hayır."

"Kardeşine ne kadar çok değer veriyorsun?"

"Onun için her şeyi yaparım."

"Birini öldürmeyi bile mi?"

"Gerekirse evet."

"Peki eğlence veya intikam için birini öldürür müsün?"

"...Bilemiyorum...Eğer zevk alıyorsam yaparım herhalde."

"Kendini savunabilir misin?"

"En iyi olduğum şeylerden biridir."

"Saldırabilir misin?"

"Evet."

"Tamamdır bu kadardı, zaman ayırdığın için teşekkür ederim -____-. Toby sana odanı gösterecek. Kardeşinle beraber kalacaksın. Sıkıntı olmaz değil mi?"

"Hayır aslında aynı odada kalmamız daha iyi olur aslında."

"O zaman iyi akşamlar."

"Size de."

Kardeşiniz hala omzunuzda uyuyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak ayağa kalkıp kapıyı açtınız. Toby hemen dışarda sizi bekliyordu. Size yolu gösterdi ve ilerlemeye başladınız. Merdivenlerden çıkıp bir sürü odanın olduğu bir kattaydınız. Toby hızlı yürüdüğü için ona yetişmeye çalışıyordunuz. Bir yandan da kapıların yanında olan isimleri okumaya çalışıyordunuz. Pek de etkili olduğu söylenemez doğrusu.

"G-geldik."

"Tamam teşekkür ederim Toby."

"Rica ed-derim. Ve -____-, ç-çok iyi bir a-ablasın/a-abisin. Böyle o-olmaya dev-vam et."

"Sağol. İyi geceler."

"S-sanada."

Odanıza girip kapıyı kapattınız. Valizleriniz zaten buradaydı. Oda da çok güzeldi. Sanki birisi sizin en sevdiğiniz renk ve tarzları biliyormuş gibi duvarları boyamıştı. Odanızda bir büyük boy yatak, yanında komodin, çalışma masası ve büyük boy bir dolap vardı. Kardeşinizi yatağa yatırıp üstünü örttünüz. Daha sonra odanızda bir kapı gördünüz. Oraya girmek için kapının kolunu çevirdiniz ve baktığınızda çok büyük ve güzel bir banyoyla karşılaştınız. Kendi evinizin banyosundan bin kat daha güzeldi.

Banyodan çıkıp valizlerinizi açtınız ve eşyalarınızı yerleştirmeye başladınız. Biraz uzun sürmüştü ama odanız çok daha güzel olmuştu. Banyoya gidip pijamalarınızı giydikten sonra yatağınıza yatıp kardeşinizle rahat bir uykuya daldınız.

Creepypasta EvindesinizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin