Büyük bir sarsıntıyla ve birinin size kalkmanızı söyleyerek uyandınız. Gözlerinizi açınca bunun kardeşiniz olduğunu gördünüz. Size kalkıp üstünüzü değiştirmenizi söyledi. Sizde başınızı sallayıp kalktınız. Kendinize en sevdiğiniz renkteki kazak/tişört ve pantolon/eşofman/taytınızı aşıp banyoya giyinmek için girdiniz. Çıktığınızda kardeşiniz elinizi tutup sizi alt kata doğru yönlendirdi. İyice yaklaştıkça konuşma ve gülme sesleri gelmeye başladı. Merdivenlerden inince ilk salonu gördünüz daha sonrada oldukça büyük, geniş ve içerde bir sürü insanın olduğu bir yere geldiniz. Herkes susup size bakmaya başladı.
"Herkese günaydın, bu benim ablam/abim. Abla/abi, onlarda benim arkadaşlarım!"
"Tanıştığımıza memnun oldum...sanırım..."
"Günaydın -____- otur lütfen sana da kahvaltı verelim."
"Tamam teşekkür ederim bay slender."
Kardeşinizle beraber pembe elbiseli küçük bir kızın ve Masky'nin yanına geçtiniz. Kardeşinizle beraber slendermanin yaptığı omleti zevkle yediniz. Bir yaratık olabilirdi ama yemek konusunda da son derece iyiydi. Yemeğinizi yerken etrafınızdaki diğer kişiler de yemeklerini yemeye devan etti. Sizde hepsini süzmeye başladınız. Birinin Mavi bir maskesi vardı ve oldukça garip bir şey yiyordu. Başka birinin siyah uzun saçları, beyaz bir maskesi ve soluk bir teni vardı. Siz kim bu insanlar diye düşünürken kardeşiniz kolunuzu dürttü. Ona baktığınızda size bir şeyler fısıldadı.
"Sevmeye başladın mı burayı?"
"Evet güzel bir yere benziyor."
"Sen bide tanışırsan çok güzel geçinirsin."
"Hm? O nedenmiş?"
"Hani sen böyle kan, katilli şeyler seviyosun ya, onlarda çok seviyo."
"Ne hoş."
"Evet."
Demek sizin kafadanlar, bu iyi bir haber çünkü buraya alışamazsınız veya dışlanırsınız diye içinizde bir korku vardı doğrusu. Sonunda omletiniz bitmişti ve ayağa kalkıp tabağınızı yıkayıp bulaşık makinesine koydunuz. Tam 'elinize sağlık, afiyet olsun' deyip gidecekken slenderman sizi tutup sizi herkesle tanıştırmaya başladı.
"Pekala buradaki herkes kendini -____-'ya tanıtabilir mi?"
Slenderman'in işaretiyle masanın solundan başlayarak herkes isminin söylemeye başladı.
"Ben Sally!"
"Jane."
"Clockwork."
"B-beni biliyos-sun zat-ten."
"Jeff"
"Eyeless Jack."
...
Sonunda herkes tanıtmayı bitirmişti ve sizde sonunda odanıza gidebildiniz. Tanışmanıza rağmen kendinizi hala biraz uzak hissediyordunuz. Yatağınıza yatmış kitap okurken kapı çalma sesi duydunuz. Başınızı kitaptan kaldırıp 'girin!' diye seslendiniz. Jane, Clockwork ve Sally içeri girdi.
"Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Aslında bizimle neden aşağıda oturmuyorsun diye sormaya gelmiştik."
"Şuan pek yakın değiliz diye rahatınızı bozmak istemedim de."
"Hey, yeni olabilirsin ama buraya gelen çoğu kişi aynı kafadandır. Eğer slender seni buraya aldıysa en azından bir tane ortak noktamız vardır. Şimdi hadi gel aşağı inelim."
"Peki tamam geliyorum."
Aslında böyle demeleri hoştu. Yani, hayatınız boyunca burada oturup sadece kitap okuyamazdınız. Kitabınızı komodine koyup yatağınızdan indiniz. Daha sonra kızlarla odanızdan çıkıp salona gitmeye başladınız. Jane'in işaretiyle koltuğa oturdunuz ve diğer kızlarda yanınıza oturdu. Kocaman televizyonda dört kişi oyun oynuyordu. Bu oyunu çok severdiniz ve sizi şuana kadar hayatınızda hiç kimse yenememişti. Call of Duty BlackOps'du bu oyun. Onları izlerken ne kadar çok hata yaptıklarını ve mermi kaçırdıklarını görünce içten içe gülüyordunuz.
"Ağh hadi ama! Nasıl gene yenildik."
"Ne diyebilirim ki meslek sırrı."
Kardeşiniz BEN ve Dark Link, Jeff ve Eyeless Jack'e karşı oynuyordu ve onları 50'ye 10 yenmişlerdi. Siz arkadan böyle oynamalarına gülerken anlaşlan sizi fark etmişlerdi. Dördü size dönünce kıkırdamanız durdu ve istemsizce gülümsediniz.
"Madem arkadan gülüyorsun, sen oyna bakalım."
"Aslında-"
Diye Jeff size kumandayı verdi. Siz kumandayı alıp baktığınızda bunun ana kumanda olduğunu yani her şeyi düzenleyebileceğinizi gördünüz. Takımları 3'e 1 yapıp oyunu başlattınız. Erkekler ve kızlar size bakarken siz hala gülümsüyordunuz.
"Pekala başlayalım bakalım. Kimin kazanacağı belli ama."
"O kadar emin olmayın."
"Yandık..."
Oyun başlayınca silahlarınızı seçtiniz ve oyun başladı.
~10 dakika sonra~
Daha o kadar olmamasına rağmen 87'ye 2 yeniyordunuz. Kazanmanıza son 3 puan kalmıştı ama hiçte zorlanmıyordunuz. Diğerleri ise terlemişti bile. Son 2, 1 puan derken kazanmıştınız. Ayağa kalkıp kumandayı Jeff'e geri verdiniz.
"İyi maçtı."
"Sen nasıl yendin?!"
"Ehehe çalışarak diyelim."
Koltuğa geri oturdunuz ve Jeff o kadar sert gülmeye başladı ki ciğerleri patlayacak sandınız. Sürekli 'BEN bir ablasına/abisine yenildi' diyerek gülüyordu. Dark Link hala şokta gibiydi. Eyeless Jack'se umurunda değilmiş gibi kalkıp tekli koltuğa oturmuştu. Siz ise kızlarla berber onlara gülüyordunuz. İçinizden burada çok eğeleneceğinizi düşünüyordunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Creepypasta Evindesiniz
FanfictionMerhabalarrr bu kitapta sizi creepypasta evine götürüp oradaki yaşamınızı anlatacağım. İyi okumalar^^