Dış ses: arkadaşlar buyurun öncelikle dokunarak dansımızın müziği aslında Türkçe altyazılı vardı da sanırım telif yemiş kaldırılmış yayından yoksa onu yayınlayacaktım neyse başlayalım artık...Ali'den:
Yine bir pazartesi günü yine yeni umutlar... bugün Adil Hocam beni yanına, İstanbul'a "Berhayat" isimli hastanesinde iş teklifi sundu ben de kabul ettim her ne kadar alınmaycağımı bilsem de...
Normal bir insan gibi olsam benim bu notla gidemeyeceğim hastane yoktu. Ancak sırf otizmliyim diye (yutkunur) sırf otizm engelim var diye kabul edilmiyorum. Oysa ben de sizler gibiyim sadece sizlerden biraz farklı olarak görüyorum ve ona göre yaşıyorum hayatı bunu da kabul etmeyince kimse beni arasına kabul etmiyor. Gerçi alıştım da insan işte... Neyse dediğim gibi adil hocamın isteği ile İstanbul'a gidiyorum.
(O sırada Adil hoca arar.)Adil: Alo çocuk nasılsın napıyorsun?
Ali: iyiyim Adil hocam şu anda evimdeyim ve son kez Samsun'da kahvaltı yapıyorum. Sonra da abimin yanına gideceğim oradan da İstanbul'a doğru yola çıkacağım, biletlerimi aldım akşam 6 gibi orada olurum( saat şu anda 11.30)
Adil: Tamam çocuk beni haber et yola çıkarken merak etmeyeyim seni.
Ali: Peki Adil hocam. Hocam?
Adil: Efendim çocuk
Ali: Sizce gerçekten işe alınır mıyım? Ama gerçekten soruyorum hocam...
Adil: Alınırsın tabi çocuk sen merak etme tamam mı?
Ali: Tamam hocam görüşürüz
Ali: Görüşürüz çocuk (görüşme biter) ah be çocuk... aldıracağım seni ben bu hastaneye ne pahasına olursa olsun...Nazlı'dan
Yine bir pazartesi günü yine yeni umutlar... Bugün dayım Tanju beni yanına, İstanbul'a "Berhayat" isimle hastaneye girmem için iş teklifi sundu ben de her ne kadar olmayacağını bilsem de kabul ettim.
Üniversitemden 1.likle mezun olsam da sırf otizmli bir bireyim diye ( yutkunur) sırf otizmli bir bireyim diye kimse beni kabul etmiyor, arasına almıyor. Bu çok büyük haksızlık ben de sizler gibiyim sadece dünyayı farklı şekilde yaşıyorum sırf böyle sizlerden farklı yaşıyorum diye alınmamak... Bu çok büyük haksızlık neyse... dediğim gibi dayımın isteği üzere İstanbul'a gidiyorum.(O sırada Tanju arar)
Nazlı: Alo efendim Dayıcım.
Tanju: Nasılsın prenses napıyorsun?
Nazlı: Prenses değilim ki dayı, bana niye prenses diyorsun ?
Tanju: (Tanju bu tatlı şaşkınlığa güler) benzetme yaptım Nazlıcığım.
Nazlı: Anladım. İyiyim dayı İzmir'deki son günümde son kahvaltımı ediyorum boyoz da var yanında gel beraber yiyelim( Pek birşey bilmiyorum İzmir ile ilgili idare edin )
Tanju: Sağol Nazlıcığım sana afiyet olsun sen kahvaltını et. Yalnız ben değil sen geliyorsun unutma.
Nazlı: Unutmam dayı merak etme hem sanki bilmiyor musun ki ben hiçbirşeyi unutmuyorum?
Tanju: Biliyorum Nazlıcığım şaka olsun diye söyledim.
Nazlı: Anladım dayıcığım sorunun cevabına gelince de dışarı çıkarım biraz hava alıp gelirim eşyalarım zaten hazırda akşam da 6 gibi orada olurum merak etme.
Tanju:Peki Nazlıcığım bekliyorum seni uçağa binmeden ara beni merak ederim
Nazlı: Peki dayı. Dayı?
Tanju: Efendim Nazlı
Nazlı: Sence beni gerçekten alırlar mı? Bak gerçekten soruyorum.
Tanju: Alırlar tabi Nazlıcığım sen merak etme tamam mı?
Nazlı: Tamam görüşürüz.
Tanju: Görüşürüz Nazlı ( Görüşme sonlanır) ah Nazlı akıllı kızım benim sen merak etme ben seni buraya ne pahasına olursa olsun aldıracağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otizmlilerin Aşkı
FanfictionHala yazıyorum. Aklımdakiler bitene kadar Yazmaya devam edeceğim.